Pazar, Kasım 03, 2013

Fuar Bombaları... Şimdiden 1 Ölü Var

Fuar zamanı geldi de geçiyor bile. Dün başladı malumunuz. Günlerdir sağlı sollu kitap haberleri geliyor hangisine yetişeceğimizi şaşırdık kardeşim. Fuara gitsen kolunu bacağını vermeden çıkman çok zor. Yenilerin arkası pek kesilmiyorken sizlere fuar dönemi çıkan kitapları bir kez daha hatırlatmak istedim. Hepsi tek bir postta olacağı için genel bakış daha kolay olabilir :D
Beni şimdiden ölü sayabilirsiniz, bu kadar kitaba imkanı yok yetişemem :'(


Feniks Kitap;

1 tane ama has bir kitapla atak yaptı Feniks. Uzun süredir beklediğim kitap Kırık Camlar Üzerinde Dans. Yorumuma buradan bakabilir, hatta tanıtım yazısında 1-2 cümleme rastlayabilirsiniz :D


Kendi kurallarını koyan bir aşkın inanılmaz hikâyesi
Her evlilik bir danstır lucy. Bazen komplike, bazen sevgi dolu, çoğu zamansa olaysız. Ama Mickeyle dansınız kırık camlar üzerinde gibi olacak. Acı verecek. Ve sen, ne acıdan kaçabileceksin, ne de bir sonraki adımda canının daha az acıması için ona daha sıkı tutunup az camlı bir yere ilerleyebileceksin
21 yaşındaki Lucy, Mickeyle karşılaştığında Mickeynin kendisi gibi sorunlarla boğuştuğundan habersizdi. Lucy ailesinden miras kalan kanser ile Mickeye ise annesinden miras kalan bipolar bozukluğu ile boğuşmak zorundadır. 
Sıradışı bir evliliğin yalın bir portresi Kırık Camlar Üzerinde Dans, okuru insan kalbinin derinliklerinde unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.
Hancockun ilk eseri özgün ve acıklı bir hikâye; okurun kalbinde yer edinecek dokunaklı ve samimi bir öykü
Publishers Weekly

İthaki Yayınları;

John W. Campbell En İyi Yazar, Dünya Fantezi En İyi Roman ve Prometheus En İyi Roman ödüllerine sahip Jo Walton’dan bir başyapıt!
Modern fantezi klasikleri arasında yerini şimdiden alan Ötekiler Arasında; Hugo, Nebula ve Dünya Fantezi ödüllerinin üçüne birden aday olmayı başaran –ve ikisini kazanan– çok az sayıda kitaptan biri.
Morwenna Phelps (Mori), perilerin ve insanların dünyası arasında sıkışık bir hayat yaşamaktadır. Galler’de yetişen Mori’nin en yakın arkadaşları periler ve bilimkurgu romanlarıdır. Deli bir büyücü olan annesi, perileri karanlık bir sona doğru sürüklemeye çalıştığında Mori kendisini topal bırakacak büyülü bir savaşta onunla yüzleşmek zorunda kalır… ve ikiz kız kardeşi ölür.
Yaşadığı üzücü olaylardan sonra İngiltere’ye, onu ve kardeşini doğumlarında terk eden babasının yanına gönderilir. Burada arkadaş bulmakta zorlanan Mori, büyü yaparak kendisi gibi düşünen insanları çevresine toplamak ister, ama yaptığı büyü annesinin dikkatini çeker. Bu durum, Morwenna’yı yıllardır kitaplardan öğrendiği her şeyi kullanmasını gerektirecek bir hesaplaşmaya doğru sürükler.
Yolu Tolkien, Le Guin ve Vonnegut’tan geçen herkesin kendisini bulabileceği “anı”lar taşıyan bu eser, fantastik ve bilimkurgu edebiyatının esinlerini bir araya getiriyor. Günlük biçiminde yazılmış olan Ötekiler Arasında sadece bir roman değil, tüm bilimkurgu ve fantastik edebiyat dünyasına topyekûn bir övgü ve selamlama. Bu bol ödüllü eser dilimize M. İhsan Tatari tarafından çevrildi.


ŞAMANLAR DİYARI 2. KİTAP

Bir yolculuğa anlam katan; yol açtığı keşiflerdir. Kimi zaman yeni yerler keşfederiz, kimi zamansa yeni dostlar. Bazı yolculuklar vardır ki, içimizde kalıcı izler bırakır, derinlerde sakladıklarımızı açığa çıkarır. Her attığımız adımda bizi başka birine dönüştürür. Kahramanlarımız birbirlerinden ayrı çıktıkları yolculuklarda, sürprizlerle dolu maceralar sonunda acaba nelerle karşılaşacak? Yabancı sandığımız diyarları, yeni bir geleceği ve sınırlarımızın ötesini keşfetme zamanı!


Bir kelebeğin kanatları kadar narin ve hüzünlü.
Karanlıktaki bir bıçak kadar tehditkâr ve korku verici.
Neil Gaiman, sarsıcı eseri Yolun Sonundaki Okyanusta, insanı insan yapan tüm duyguları ortaya çıkarmakla kalmayıp, okurlarını onları çevreleyen karanlıklardan korunmaları için geçmişin sığınağına davet ediyor.
Hikâye, kahramanımızın çocukluğuna dönmesi ve evinin yanındaki gölün aslında bir okyanus olduğunu iddia eden Lettie Hempstocka dair anılarının canlanmasıyla başlıyor. Bu andan sonra; küçük bir çocuğun fazlasıyla ürkütücü, garip ve tehlikelerle dolu geçmişine doğru bir kapı açılıyor.
Artık, yolun sonunda neyle karşılaşacağını kahramanımız da bilmiyor.


Kimi gaipten sesler duyuyor, kimi kötü geçen çocukluğunun intikamını alıyor, kimi kurbanlarının acısını dindirdiğini düşünüyor kimi de sadece sapıkça dürtülerini bastırmak için öldürüyor.
İşledikleri cinayetler aylar hatta yıllar sonra çözülüyor, polisler karşılaştıkları vahşet karşısında şaşkına dönüyor, kamuoyu bu davaları günlerce tartışıyor. Öldürme sebepleri ne olursa olsun onlar, çağımızın en vahşi, en acımasız, en psikopat katilleri. 
Seri katiller üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan Fikret Topallı, bu kitabında da canilerin yaşam öykülerini mercek altına alarak kanınızı donduracak. 
Unutmayın; bu kitapta anlatılan vahşi katliamların, cinayet ritüellerinin ve yamyamlık deneyimlerinin hepsi gerçek!

Yabancı Yayınları;

IŞIĞIN OLDUĞU YERDE, KARANLIK DA VARDIR.
Nina, babasının ölümüyle kendisini Providenceta varlığından hiç haberdar olmadığı bambaşka bir dünyanın içinde bulur. Babasının cenazesinin olduğu gün otobüs durağında tesadüfen karşılaştığına inandığı çekici, karşı konulamaz Jared ile yakınlaşmasıysa Ninanın hayatını tamamen altüst eder.
Jared ile Ninanın birbirlerine âşık olmaları işleri tamamen zora sokar. Jared, Ninayı sadece babasının düşmanları olan insanlardan değil, kendi soyundan olan yarı meleklerle Cehennemdeki Şeytanlardan da korumak zorunda kalır. Jared ile Ninanın birlikte olabilmek için kaderlerine karşı gelip düşmanlarını alt etmeleri gerekir.
Tatlı Bela ve Ayaklı Bela romanlarıyla olay yaratan
Jamie McGuire, bu kez farklı bir seriyle karşımıza çıkıyor.
Providence üçlemesinin ilk romanı Araf, devamını merakla bekleyeceğiniz fantastik bir aşka sahne oluyor.

Nemesis;

Joe Shanahan, dedektiflik günlerine geri dönebilmek için teşkilatın gözüne girmelidir. O günlerde gerçekleşen büyük bir soygun, ona istediği fırsatı verir. Suçluyu yakalayarak eski günlerine geri dönmeye kararlı olan Joe, baş şüpheli olarak görülen Gabrielle Breedloveı takip etmeye başlar. Sonrasında işler karışır. Çünkü Gabrielle takip edildiğini anlamıştır. Joe ise herkesin konuşmaya başladığı bu hırsızlık olayındaki suçluyu bulmaya kararlıdır. Üstelik planı da hazırdır.
Joenun hesaba katmadığı bir tek şey vardır: aşk. 

'Heyecanlı, sıcak ve romantik.'
Susan Andersen

Gavin Riley ünlü, yakışıklı ve çapkın bir beyzbol oyuncusudur. Birbirinden güzel birçok kadın ona sahip olabilmek için neredeyse sıraya girmiştir. Kadınlar, pahalı yemekler, içkiler, eğlence, ateşli birliktelikler… Gavin, gününü gün etmektedir.

Elizabeth Darnell, Gavin’in menajeridir ve onun hayatındaki en önemli şey kariyeridir. Erkekler, aşk, ateşli birliktelikler… Onun hayatında bunlara yer yoktur.
Bir gece, Elizabeth ve Gavin, birlikte çok eğlenebileceklerini fark ederler. Kurallar konulur ve oyun başlar. Fakat bu, ikisi için de tehlikeli bir oyundur ve çok geçmeden işler değişmeye, oyun bozulmaya başlar.

Epsilon;

New York Times çok satan yazarı Nora Roberts, Eve Dallas severleri yepyeni bir maceraya davet ediyor. Korkunç bir bilgisayar virüsü yayılıyor ve sınır tanımıyorLouie Cogburn son üç gününü dairesine kapanıp, bilgisayar monitörüne bakarak geçirmiştir. Baş ağrısı dayanılmaz bir haldedir sanki demirden çubuklar beynine saplanmaktadır. Ağrı giderek daha da kötü bir hal alır. En sonunda biri kapısını çaldığında, Louie beyzbol sopasını eline alır, kapıyı açar ve sopayı savurmaya başlar.Olay yerine gelen ilk polis şok tabancasını iki kere ateşler ve Louie hemen ölür. Teğmen Eve Dallas bu araştırmayı devralır ama adamın ani öfkesini ya da ölümünü açıklayacak hiçbir şey bulamaz. Elindeki tek ipucu bilgisayar ekranındaki mesajdır: Gerçek Masumiyete Ulaşıldı
Bir kişi daha neredeyse aynı koşullarda öldüğünde Dallas bir cevap bulmak için aklını zorlar ve imkânsız gerçekle yüzleşecek cesareti bulur Her şeyin sebebi makinelerden insanlara bulaşan bir virüs olabilir mi?

Kit Tyler, 1687 yılında Connecticut Kolonisine vardığı ilk andan beri şüphe ve hoşnutsuzlukla karşılaşır. Barbados adasındaki hayatını terk etmek zorunda kalan bu yalnız ve çaresiz kızın, hiç tanımadığı teyzesinin ailesine katılmaktan başka şansı yoktur. Kendi kimliğini koruma isteği ve yeni katıldığı bu topluluğa ayak uydurma uğraşları arasında kalan Kit, onu anlayan sıcak yürekli bir kadınla tanışır. Ancak Kitin, koloni sakinleri tarafından cadı olmasından şüphelenilen Hannah Tupperla olan arkadaşlığı, tahmin edebileceğinden çok daha büyük bir sorun olacak ve sonunda Kiti kalbi ve yapması gerekenler arasında bir seçim yapmaya zorlayacaktır.
Elizabeth George Spearein Newberry ödüllü romanı öyle bir kahraman tasvir ediyor ki, okurlar Kitin hiç bozulmayan doğruluğu ve sevgi dolu kalbine hayran olmadan edemeyecekler.

Bu roman, gerçek olaylardan ve salgın olasılığına karşı kaynağı araştırılmamış kan ürünleri ticareti kurbanı, gerçek insanların dramından esinlendi.... 
Gerçeğe dayalı bilgiler, kurguyla harmanlandı... Kitapta kullanılan tüm isimler ise yazarın hayalgücünün ürünü 
Dünyanın her yerinde 2 milyon masum insanın ölümüne neden olan yasadışı kan ticareti Farkında olarak ya da olmayarak bu ticaretin içinde bulunan işadamları, ülke yöneticileri ve diplomatlar Bu ticaretin sonucunda yayılan HIV virüsü ve diğer hastalıklar Altüst olan hayatlar Hepsi ilgi çekici bir roman kurgusuyla okuyuculara aktarılıyor 
HIV virüsü taşıdığını bilmeyen ve tek amacı oğlunun bakımını sağlamak olan hayat kadını Korina Hemşire kız kardeşler Sofia ve Darya Uluslararası bir skandal nedeniyle inceleme altında olan bir şirketin eski çalışanı Vincent Vineger İlk büyük haberini patlatmak için çabalayan gazeteci Kiril Hepsinin hayat hikayeleri bu romanda kesişiyor.

BAZEN KARANLIKTAN KORKMAK İÇİN ÇOK İYİ BİR SEBEP VARDIR! 
Güneş insanlığın üzerinde batmaktadır. Gece artık güneş batarken yerden yükselen obur iblislere aittir. Yaratıklar, kadim ve yarı yarıya unutulmuş güç sembollerinin arkasına saklanmak zorunda kalan ve sayısı gittikçe azalan insan nüfusunu avlamaya devam etmektedir. Muhafaza denen bu güç sembolleri, yalnızca iblisleri uzakta tutmaya yaramaktadır, fakat efsanelerde bir Kurtarıcıdan söz edilmektedir: bir zamanlar tüm insanlığı tek bir çatı altında toplayıp iblisleri yenilgiye uğratan, kimilerinin peygamber dediği bir generalden. Ancak o günler, gerçekten yaşanmışsa bile, çok gerilerde kalmıştır. İblisler geri dönmüştür ve Kurtarıcının geri dönüşü sadece bir masaldan ibarettir yoksa değil midir? 
Çöllerin hâkimi, Krasianın savaşçı kabilelerini iblis katili bir orduya dönüştüren Ahmann Jardirdir. Kendini SharDama Ka, yani Kurtarıcı ilan eden Jardir, bu iddiasını destekleyen kadim silahlar bir mızrak ve bir taç taşımaktadır. Ancak kuzeyliler, başka birini Kurtarıcı kabul etmiştir. Kurtarıcılarının adı Arlendir, ancak herkes onu artık Dövmeli Adam olarak tanımaktadır: Derisindeki muhafaza dövmeleriyle tüm iblislere karşı koyabilecek güce erişmiş olan karanlık, korkutucu bir figür. Dövmeli Adam kendisinin Kurtarıcı olduğunu reddeder, ancak yaptıkları bunun aksini söylemektedir. Bir zamanlar SharDama Ka ve Dövmeli Adam aynı saflarda dövüşmüşler, dost olmuşlardır. Şimdiyse birbirlerinin can düşmanlarıdırlar. Onların arasında ise, insana has dayanma gücünün sınırlarına itilmiş genç ve güzel bir kadın olan Renna; muhafaza yapma yetenekleri Dövmeli Adamınkileri bile aşan gururlu ve güzel şifacı Leesha; ve tekinsiz müziğiyle iblisleri yatıştırabilen ya da onları delirtip birbirlerine saldırtabilen gezgin kemancı Rojer bulunmaktadır. Ancak, eski ittifaklar sınanıp yenileri kurulurken, hepsi önceki yaratıkların tümünden daha zeki ve daha ölümcül olan yeni bir iblis türünün ortaya çıkışından habersizdir.

Aspendos;

Rahipler Cemiyeti, cadılara hiç olmadığı kadar eziyet ederken, ikiye bölünmüş Rahibeler Cemiyeti ise Catein kehanet edilmiş güçlerine bir an önce kavuşmasına ihtiyaç duymaktadır. Catein arkadaşı Sachi büyü yapmaktan dolayı tutuklandığında, savaşa susamış rahibelerden biri ona cevapları bulması için yardım teklifi sunar, tabii eğer Cate sevdiği herkesi tehlikeye atmaya gönüllüyse
Cate bir silah olarak kullanılmak ve aynı zamanda da arkadaşları ile Finni, Rahibeler Cemiyetinin planlarına alet etmek istememektedir. Ama Maura ve Tess Rahibeler Cemiyetine katıldıklarında, Maura cadıları zafere ulaştırabilmek pahasına her şeyi yapabileceğini açıkça kanıtlar. Bu, zarar verecek olan bir fedakârlık olsa bile. Bu, Catei yıkmak anlamına gelse bile. Tüm yollar savaşı işaret etse bile.
Günahkâr Doğanın devamı niteliğinde merakla beklenen Chatham Cadısı Günlükleri, Cate, Maura ve Tessin aşkı bulmaya, ailelerini korumaya çalıştıkları ve New Englandın süregelen tarihindeki tüm engellere karşı büyü güçlerini keşfettikleri bir macera ile devam ediyor.

EN BÜYÜK TUTKULAR...
Leydi Isobel Hume, savaşlarını nasıl seçeceğini bilen bir kılıç ustasıdır. Kral Henry, siyasi bir ittifak için Fransız bir asilzade ile evlenmesini istediğinde kabul eder. Ancak bu Sör Stephen Carleton şeytani cazibesi ile kalbini çalmadan ve nişanlısına, kralına ve ülkesine ihanet etmesi için onu yoldan çıkarmadan çok öncedir. 
BÜYÜK TEHLİKELERİ GÖZE ALMAYA DEĞER...
Sör Stephen Carleton, güzel Isobelin kalbini kazanmaya kendini adayana kadar kadın hayranları ile gününü gün eden bir çapkındır. Krala karşı düzenlenen bir komplo Isobeli ölümcül tehlikenin kıyısına götürdüğünde ise, Stephen kendisinin bir haz şövalyesinden daha fazlası olduğunu ve aşkın her şeyi fethedebileceğini kanıtlamak zorundadır. 
Kralın Adamları serisinden Arzu Şövalyesinin merakla beklenen devam kitabı Haz Şövalyesi ile tarihin tozlu sayfalarında aşk, tutku ve entrikayla örülü nefes kesen bir başka roman sizi bekliyor.

İlk önce çocuk kızı görmüştür ama arkadaşı ilk hamleyi yapar.
Kız daha güvenli olan tercihi yapar ama kalbi gerçeği biliyordur.
Severler, arzularlar, yalan söylerler.
Garrett McCarthy, Annabelle Parker ve Milo Roberts çok yakın arkadaşlardır. Mezuniyetlerinde, evliliklerinde birbirlerinin sevinçlerine ortak olup zor zamanlarda da birbirlerine destek olurlar.
Arkadaşlardan biri trajik bir şekilde susturulunca geride kalan iki arkadaşa parçaları birleştirip gerçeği ne pahasına olursa olsun bulmak düşer. Ancak yavaş yavaş arkadaşlarının yalanlarını ve arkasındaki güçlü insanları buldukça herkesi, her şeyi ve hatta kendilerini bile sorgulamaya başlarlar.
Herkesin sırları vardır; bazıları aşk için yaparken, bazıları güç için yapar. Bu sırlar algıları ve gerçeği değiştirir, hatta bazen hayatları mahveder.Tüm hayatınızın baştan sona bir yalan olduğunu öğrenirseniz ne yaparsınız?

Pegasus;

Masum bir öpücük şeytanı meleğe çevirebilir mi? 
Laura Fairleigh, kardeşlerinin bir evi olabilmesi için yirmi bir yaşına basmadan önce koca bulmalıdır. Ormanda baygın yatan, melek yüzlü, muhteşem vücutlu ve hafızasını kaybetmiş bir yabancı bulunca onu sahiplenmeye karar verir. Ancak cennetten düşmüş gibi görünen bu meleğin tam bir şeytan olduğundan habersizdir. 
“Devonbrooke Şeytanı” olarak tanınan çapkın Sterling Harlow onun, uzun zamandır kayıp nişanlısı olduğunu iddia eden genç kızın büyülü öpücüğüyle uyanır. Kız onun bir beyefendi olduğu konusunda güvence verirken Sterling hafızasıyla birlikte aklını da kaybettiğinden şüphelenmeye başlar, zira bu kadar çekici bir genç kızın ufak öpücükleriyle yetinecek biri olmadığından emindir! 
Genç adam düğün gecelerinden önce gerçeği açığa çıkarmaya uğraşırken, unutulmaz bir öpücük ikisinin de aklından çıkmayacak 
bir tutkuyu ateşleyecektir...


Mustafa Kemal Atatürk insanlara esin kaynağı olan bir general ve vizyon sahibi bir liderdi. Osmanlı İmparatorluğu parçalanırken yurdunu korumak için savaştı ve imparatorluğun küllerinden modern Türk ulusunu yarattı. Olağanüstü bir devlet adamı ve modernleşmeci olarak tanınmasına rağmen liderlik vasıfları genellikle göz ardı edildi.
Albay Austin Bay'ın yazdığı bu sürükleyici biyografide Atatürk'ün askerlik kariyeri ele alınırken 20. yüzyılın en etkileyici liderlerinden biri karanlıktan günışığına çıkarılıyor. Atatürk'ün genç bir askerî öğrenci olarak kendini askerlik tarihi ve stratejiyi iyice öğrenmeye verdiği günlerle öyküsüne başlayan Bay, ardından okuyucuyu Libya, Çanakkale ve Birinci Dünya Savaşı'nın Türk-Rus cephelerine götürüyor. Bu yolculuk Atatürk'ün gerçekten yetenekli ve gözü pek komutanlığını, keskin zekâsını, savaş meydanlarındaki derin içgüdüsünü, örgütleme ve planlama konusundaki dehasını göz önüne seriyor. Onun askerî başarı, stratejik vizyon ve siyasi modernleşme konusunda bıraktığı miras 21. yüzyılda insanlara esin kaynağı olmaya devam ediyor.

Kendini ararken kaybolmanın ve yeni bir başlangıçla hayat ile aşkı keşfetmenin hikâyesi...
Quentin Jacobsen tüm hayatını, maceraperestliğin kitabını yazmış Margo Roth Spiegelmanı uzaktan severek geçirmiştir. Bu yüzden Margo tıpkı bir ninja gibi giyinmiş halde penceresine tırmanıp zekice planladığı intikam savaşına onu davet edince Quentin, Margonun peşine düşer.
Genç kızla sabaha kadar ortalığı karıştırdıktan sonra okula giden Quentin, her zaman bilinmezlerle dolu olan Margonun artık tam bir gizeme dönüştüğünü keşfedecektir. Fakat kısa süre sonra ipuçları olduğunu ve bunların kendisi için bırakıldığını fark eder. Birbirinden bağımsızmış gibi görünen ipuçlarının peşinde inatla ilerlemesine rağmen Quentin, Margoya ne kadar yaklaşırsa, tanıdığını sandığı kızdan o kadar uzaklaştığını görecektir...


Gece Evi tehlikede!
Ve bu kez tehlike Zoeynin ta kendisi
Saklanmışın sonundaki düşüşünün ardından değişen Neferet artık eskisinden de tehlikelidir. Benzeri görülmemiş bir intikam hırsıyla hareket ederek hem insanlara hem de Zoey ve arkadaşlarına cehennem azabı çektirmeye kararlıdır. Tulsada ise işler karışmıştır ve bunun sorumlusu olarak Gece Evi gösterilmektedir. Zoey, öfkesi topyekûn bir savaşa neden olmadan önce Nefereti durdurabilecek midir?
Kötülük hayata döndü ve şimdi her zamankinden daha güçlü.

Ateşböceğinin unutulmaz hikâyesi devam ediyor
Uzun zaman önce, hayatımın en kötü gecesinde Ateşböceği Yolu denen kapkaranlık bir sokakta yapayalnız yürürken ruhuma dokunan biriyle karşılaştım.
O gün bizim başlangıcımızdı. Aradan otuz yıl geçti Tully ve Kate. Sen ve ben dünyaya karşı. Seninle sonsuza dek dost kalacağız. 
Ama her hikâyenin bir sonu vardır, değil mi? Bir şekilde yola devam etmen gerekir.
Geçmişi yaralarla dolu Tully... 
Fedakârlığıyla etrafına ışık saçan Kate 
Onların dostluğunu ölüm bile bozamaz.

Marynin dünyasına basit gerçekler hâkimdi 
Rahibe Kardeşliği her zaman en doğrusunu bilir. 
Koruyucular kollar ve hizmet eder. 
Lanetliler hiçbir zaman pes etmez. 
Ve gözünü, kasabayı çevreleyen tel örgülerden ayırmaman gerekir. 
Kasabayı, Lanetliler Ormanından koruyan tel örgülerden 
Marynin kanıksadığı bu gerçekler, onu birer birer yüzüstü bırakmaktadır. Rahibe Kardeşliği ve Koruyucularla ilgili sırları keşfederken sorgulamaya başladığı hayatı, Lanetlilerin tel örgüleri aşmasıyla yerle bir olur. Mary artık hem yaşamın hem de ölümün acımasızlığıyla yüz yüzedir. 
Tel örgülerin ardındaki Lanetliler Ormanında bir ölüm kalım savaşına atılan Mary, hayallerindeki okyanusa ulaşmak için kasabası ile geleceği, sevdikleri ile kendisini sevenler arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır...

Sonsuz Kitap;

Dolambaçlı yolların sonu bu kez düzlüğe varacak mı?
Bölgenin sayılı zenginlerinden birinin malikânesinde hizmetçi olarak işe giren Tillie, kendini bu ihtişama öylesine kaptırmıştır ki gözünü hiçbir zorluk korkutmamaktadır.
Kız kardeşini yetimhaneden kurtarmak isteyen Mack ise para biriktirmek için çareler aramaktadır. Yetimhanede çocuklara kötü muamele edildiği kulaktan kulağa dolaşmakta, bu söylentiler Mack'i elini çabuk tutmaya zorlamaktadır.
Bu sebeplerden ötürü Tillie'nin çalıştığı malikâneden gelen uşaklık teklifini istemeyerek de olsa kabul eder.
Tillie ile Mack'in yolları kesişir. Ve birbirlerini görür görmez aşık olurlar.

Hayatındaki olumsuz gelişmelerden sonra her şeyini geride bırakıp özgürlüğe yelken açmak, Honor Santag için tek kurtuluş yoludur.
Sorunlarından uzaklaşmak ve bebekken kendisini terk eden annesini bulmak üzere İngiltere'ye gider ancak geçmişe bir çizgi çekmek amacıyla çıktığı bu yolculuk, tarifi mümkün olmayan, elini kolunu bağlayan bir aşkta mola verince, tüm planları suya düşer.
Geçmişte gizlenen sırlar ortaya dökülmeye başladıkça işin rengi değişir ve olaylar bambaşka bir hâl almaya başlar.
Honor şimdi iki yoldan birini seçmek zorundadır...

Müfettiş Joe Faraday, bir araba kazasında feci şekilde ölen genç iş arkadaşının cenazesiyle, yine tatsız bir haftaya başlamıştı.
Kimsenin bulaşamadığı, entrikalar kralı dedektif Paul Winter ise, hayal bile edemeyeceği bir felaketle burun burunaydı ve 
yapabildiği tek şey umutsuzca etrafındakilere  sataşmaktı.
Ama bu ekipte yas tutmaya yer yoktu. 
Gündemde, kötü şöhrete sahip bir kadın doğum uzmanının kayboluşu vardı. Onun yaptığı hatalı ameliyatlar yüzünden zarar görmüş onlarca 
kadın, artık birer cinayet şüphelisiydi.
İşlerin yoğunluğu yetmezmiş gibi, politikacılar da Faradayın hayatını zindan etmek için sanki sözleşmişti.

Martı Yayınları;

Her şey karardığında geriye kalan tek kalkanın, inancındır

Sadece kadınların sözünün geçtiği, erkeklerin köle olarak hayat sürdüğü Sylumda zincirin başka bir halkası olmayı reddeden Gaianın bilinmeze giden hikâyesidir bu.

Geçmişini ardında bırakarak, sadece inancı ve masumluğuyla hareket eden bu genç kızın perde arkasında dönen oyunlara karşı dimdik duruşudur.
Aşka saygısı, sadakati ve geleceğe karşı duyduğu sorumlulukla zorluklara karşı verdiği mücadelenin anlatıldığı güçlü bir destanın satırlarıdır.

Ve Çiğdem'in katalogdan çektikleri. Yeniler daha sitelerde bile yoklar :D




2 yorum:

  1. İstanbul'da olup da fuara gidemeyecek olmak çok üzüyor. Benim için de eğlen :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ki (: Çok indirim yokmuş ama gezmekte yeter :D

      Sil

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: