Cumartesi, Haziran 29, 2013

Julie Garwood - Baharı Beklerken (Yorum)



Orjinal Adı: Come the Spring
Seri Bilgisi: Claybornes' Brides (Rose Hill) #5
GoodReads Puanı: 3.86
Türkçe Yayın: Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 376
Çevirmen: Kübra Tekneci




Yorumum:

Evet, bir serinin daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Çok geriden geldiğimi biliyorum ama benim için serilere son vermek çok zor. 

Güllere Sor kitabı çıktığı zamanları hatırlıyorum da yeni bir Garwood kitabına kavuşacağız diye nasılda sevinmiştim. O yüzden sonra gelen hüsran gerçekten koymuştu. Çok zorluklarla bitirmiştim. Tabi ikinci -aslında 2-3-4 olan- kitabı okduğumda sevgili Garwood kibar bir şekilde seriyle ilgili düşüncelerimi yedirmişti. Yine de şikayet edecek bir şey bulmuş çok kısa diye sızlanmıştım.

Gelelim son kitaba. Tek kelimeyle bayıldım. Bir yandan az geldi bir yandan uzatmayıp tam ayarında bıraktığı için çok memnun oldum. Belki bazı kısımlarda ne çabuk aşık oldular dedim ama hey zaten bu kitaplar da hep hızlı aşık olmuyorlar mı :D

Kitabın en güzel yanlarından biri Cole'un neredeyse ezeli düşmanı haline gelen Daniel'in de bolca yer almasıydı. Yani kendi kardeşlerinden daha çok yan yana gördük ikisini. Seni de sevdim Daniel'cim :D Diğer yanı da Jessica idi. Mızmızlanmayan ve aklı başında kızları çok severim. 

Ne desem ki daha, aşk, macera, cinayetler ne ararsanız vardı. Her şey tam kararındaydı ve güzeldi. Öyle ki bitirdiğimde bir "ah be" nidası çektim :'( Sonra da bu güzel sonla mutlu oldum. Böyle işte, çok sevdim bu kitabı.


Değerlendirmeme gelirsek:

5 -  Bayıldım. Böylesi zor bulunur...



Alıntı:

Tel kapı açıldı ve Adam, Douglas, Travis dışarı çıktı. Bir dakika sonra Mary Rose da onlara katıldı.
Kalbi sevgi ve gururla dolan Rose Anne’nin gözleri yaşardı. “Tam da bebeğe bir hikâye anlatmak üzereydim.”
“Biz de dinleyelim,” dedi Adam.
“Neyle ilgili?” diye sordu Douglas bilmek isteyerek. 
“Dört küçük çocuğun ve bir bebeğin aile olduğu New York’ta başlayan bir hikâye,” diye yanıtladı Rose Anne. Caleb kucağına tırmanıp göğsüne sokulunca onu kollarının arasında sallamaya başladı. “Bir varmış bir yokmuş... ”

* * *
Cole Clayborne kandırılarak rozet sahibi olur ve Daniel Ryan tarafından polis şefliği görevine getirilir. Elinde olsa bu sorumluluğu reddedecektir ama Blackwater Çetesi yine iş başında olduğundan geri planda kalamaz. Ryan iki senedir - bir banka soygununda karısını ve kızını kaybettiğinden beri - çeteyi takip etmektedir ve meseleyi çözmesi için onun yardımına ihtiyaç duymaktadır.
Rockford Falls Bankası soyulduğunda tanıklardan sadece biri sağ kurtulmuştur. Fakat sorgulanmaktan korkan görgü tanığı ifade vermeye yanaşmamaktadır. Bu kişinin kimliğine dair Coleun ve Danielın elinde bulunan tek ipucu o öğleden sonra bankada işlem yapan üç kadının isminin bulunduğu listedir. Hayatta kalmayı başarmış olan tanık aristokrat Rebecca James midir yoksa sevimli Grace Winthrop mu? Peki ya baştan çıkarıcı Jessica Summers?
Cole ve Ryan banka soygunu meselesini çözerken ve katillerin peşine düşerken üç kadını da bir şekilde güvende tutmak zorundadırlar. Ancak en büyük tehlike bu güzellerden birine kalplerini kaptırmalarıdır.

Bloglovine Geçiş


Temmuz ayı itibariyle Google Friend Connect'in kapanacağının söylendiğini artık herkes biliyordur. (Bilmiyorsanız da öğrenenin ama canım ben bile biliyorum :P)
İşte o sebeple ki günlük blog postlarını Google'dan takip edemeyeceğiz :'( Ee biz de ne yaptık Bloglovin'e geçtik. İlk duyduğumda hemen geçiş yapmıştım ama henüz kullanmaya alışamadım. O da olacak İnşallah :D
Belki yazılarımı takip etmek isterseniz diye bir kez daha Bloglovin adresimi hatırlatmak istedim. 




* * *

Ola ki Facebook sayfamı da takip etmek isterseniz;






* * *

"Bloglovin'e İzlediğiniz Blogları Aktarma" konusunda Makyaj Odam'ın yazısına bakabilirsiniz.



Cuma, Haziran 28, 2013

Ally Condie - Eşleşme (Matipuf'un Kaleminden Yorumlar - 7)



Orjinal Adı: Matched
Seri Bilgisi: Matched #1
GoodReads Puanı: 3.76
Türkçe Yayın: Deli Dolu
Sayfa Sayısı: 352
Çevirmen: Emine Ayhan




Yorumum:

Daha önce demiştim, hafta sonu kendimi okumaya verdim diye, sanırım herkesin yaşananlarla başa çıkma yöntemi farklı…
Ne okusam ne okusam derken yeşil kapağının albenisiyle elim Ally Condie’nin Eşleşme’sine gitti. Kapak demişken olayın özünü bu kadar güzel özetleyen bir kapak olamazdı, bizde de orijinal olarak çıkmasından oldukça mutlu oldum.
Konusuna gelirsek, dışardan bakıldığında mükemmel bir dünya mevcut. Hastalıklar yok, teknolojik olarak gelişmişlik mevcut, eşleşme yoluyla mükemmel evliliklere sahip bireyler vs. Kahramanımız Cassia’da bu dünyanın bir üyesi ve 17 yaşında diğer bütün gençler gibi eşleşme yoluyla gelecekteki eşinin belirlenmesi bekliyor. 
Cassia çocukluk arkadaşı Xander ile eşleşiyor ve şaşırmasına rağmen sevebileceğini düşünüyor. Birbirlerini tanımaları için verilen mikro kartlarda bir an için tanıdığı başka birini –Ky Markham’ı- görüyor. Görevli bunun hata olduğunu ve halen Xander ile eşleşmiş olduğu söylemesine rağmen Ky’la birbirlerine çekilirler ancak bu bir sorundur çünkü Ky toplumun ona verdiği statüye göre bir ihlalcidir. Cassia önce bir başkasını, sonra da bir ihlalciyi sevebilme imkanını düşünmeye başlar. Aslında bu durum Toplumu ve dayattığı düzeni sorgulamaya başlamasının ilk adımıdır. 
Bu dünyada her şey Toplum adı verilen bir düzen tarafından itinayla yürütülüyor. Yiyeceğin yemeğin ne olduğundan ne kadar olacağına, hangi işte çalışacağına, boş vaktinde ne yapacağına, hayatını birleştireceğin kişinin seçiminden ne zaman ve kaç tane çocuk yapacağından ne zaman öleceğine kadar toplum bireylerin adına karar veriyor. Hatta evlerinin önündeki ağaçların kesilmesine bile… (bunlar size bir yerden tanıdık geliyor mu?) Özetle insanların son derece katı kurallarla çevrilmiş bir halde tüm özgürlüğü elinden alınmış olarak görüyoruz. Geçmişle bağlantıları oldukça sınırlı sadece toplum tarafından seçilerek saklanmış olan geçmişleri biliyorlar ve insanlar kuzu gibi kendilerine dayatılmış olan hayatları kabullenmişler veya kabullendirilmişler. Tıpkı kapaktaki gibi bir fanusun içine konularak sizin için iyi olanı biz biliriz diyen düzenin kurbanı olmuşlar. 
Kitap durgun bir tarzda ilerliyor. Ani ve keskin çıkışları yok. Sakin bir anlatımı var. Bu sakinlik başlarda sıkıcı olsa da Cassia toplumu sorgulamaya başladıkça kitap da açılıyor. Bir süre sonra öfke ve isyan duygularını ayağa kaldırmaya başlıyor. Okudukça hem günümüzden birşeyler buldum hemde gelecek adına kaygılandım. İnsan dediğin düşündüğü, kararlarını kendi verdiği sürece özgür ve insandır. Onun haricinde evcil bir hayvandan ne farkı kalır ki? Kitap bittiğinde bu düşünceler içindeydim. Serinin devamını merakla bekliyorum.


Değerlendirmem:

4 - Kesinlikle geçer not aldı...





***


Sizce "kusursuz" bir yaşam mümkün olabilir mi?

Kimi seveceğinize, nerede çalışacağınıza, hatta ne zaman öleceğinize başkalarının karar verdiği bir dünya düşünün. 

Bu dünyada uzun bir hayata, harika bir işe, ideal bir eşe sahip olmak için neredeyse hiçbir bedel ödemeniz gerekmiyor çünkü tüm seçimleri sizin adınıza görevliler yapıyor. Üstelik hepsi "kusursuz" seçimler. 

Tüm hastalıkların tedavi edildiği, insanların uçan trenlerle seyahat ettiği, eşleşme yoluyla "eşsiz" evliliklerin, ailelerin ve nesillerin yetiştiği böylesi mükemmel bir dünyada, Toplumun tüm üstün güçlerine ve kontrolüne rağmen mevcut sistem çatırdamak üzere…

Cassianın yapay bir cam fanus içerisinde yaşadıklarını idrak etmesi uzun sürmüyor. Toplumun ona sunduğu mükemmel dünyanın tüm nimetlerine sırt çevirmeye hazır. Kalbinde hissettiği aşkın gücü ve özgürlük için göstereceği cesaret onu yeterince güçlü kılmaya yetiyor. Ama Topluma başkaldırabilmek ne yazık ki mümkün değil. En azından şimdilik…

Çevrildiği her dilde çok satanlar listesine girmeyi başaran Eşleşme, hayalin gerçekle, geçmişin gelecekle iç içe geçtiği fantastik bir dünyada yaşanan etkileyici bir aşk ve uyanış öyküsü anlatıyor.

Perşembe, Haziran 27, 2013

Harlequin Temmuz Sayısı


Harlequin Yayınları Temmuz sayısı kitaplarını görücüye çıkarmış. Dağıtım 27'sinde yani bugün başlıyor. Adalet'i koşa koşa almaya gideceğim ama bakalım daha ne güzellikler varmış :D





DEBBIE MACOMBER - BİR MELEK GİBİ 

Bethany Stone aralarında sadece iş ilişkisi olan, aksi ve suratsız patronu Joshua Norris’e çılgınca âşıktı. 
Bir gün patronu Bethany’den bir iyilik yapmasını istedi. İsteğinin işle ilgisi yoktu. Anneannesi ve dedesiyle yaşayan on yaşındaki kızı Angie bundan böyle kendisiyle yaşamak için New York’tan gelecekti ve Joshua’nın küçük kızını nasıl yetiştireceği konusunda en küçük bir fikri yoktu.
Angie melek gibi bir çocuk olabilirdi ama gelir gelmez babasıyla Bethany arasında bazı duyguların ortaya çıkmasına aracı olacaktı.
Bethany, Joshua’nın kendisine yavaş yavaş gelişen ilgisini, -Joshua hafta sonları için kızına dadı arıyor- olarak yorumlasa da, sonunda asıl gerçek su yüzüne çıkacaktı...





BEVERLY BARTON - RAINTREE: SIĞINAK

Raintreeler’in kaderini belirleyecek savaş gelip çatmıştı…
Ezeli düşmanları Ansara klanıyla savaşa girmeleri kaçınılmazdı. Mercy Raintree bu savaşta, Sığınak koruyucusu olarak üstlendiği görevi yerine getirecek, Raintreeler’in yurdunu koruyacaktı. Ancak savaşın ayak sesleri duyulurken Mercy’nin titizlikle sakladığı sırrı savaşın kaderiyle birlikte ortaya çıkabilirdi.





DEBORAH SIMMONS - SON DeBURGH

Emery Montbard, erkek kıyafetine bürünür ve muhteşem şövalye Nicholas DeBurgh’dan yardım ister. Onu tanıdıkça hayatındaki eksikliğin farkına varır. Ünlü bir aileden gelen Nicholas DeBurgh’un onuru, gizemli yol arkadaşının baştan çıkartan kıvrımları ve parlak mavi gözleri yüzünden ciddi bir sınav geçirmektedir. İkiz kardeşi Gerard’ı bulmak için yardım etmeye söz verdiği Emery’nin, sonunda genç bir kız olduğunu anladığında, Nicholas’ın üstünden büyük bir yük kalkar. Ama bu kez de onun çekiciliği ile baş etmek zorundadır. Çünkü Nicholas’ın da yardımcısı Guy’dan başka hiç kimsenin bilmediği, karanlık bir sırrı vardır.


Linda Winstead Jones - Adalet (Yorum)


Orjinal Adı: Haunted
Seri Bilgisi: Raintree #2
GoodReads Puanı: 3.72
Türkçe Yayın: Harlequin
Sayfa Sayısı: 224
Çevirmen: Zeynep Arda




Yorumum:

Harlequin yayınlarının bizlerle buluşturduğu Raintree serisinin 2. kitabını 3 çıkmaya çok yakınken okudum. Tüm serinin tamamlanmasını beklemediğime hafif bir pişmalığım da yok değil. Bazı detaylar ister istemez unutuluyor.

Cehennem'in sonunda 2 ve 3'ün ilk bölümlerini okumuştum. Özellikle Gideon ilgimi çekmişti. Kızını görmesi falan çok merak uyandırıcıydı.

Gideon elektiriğe hükmeden ve ölülerle konuşan kardeş. Arada gelecekteki kızı olduğunu iddia eden küçük Emma ile de konuşması cabası. Her ne kadar buna inanmasa da ben çocuk istemem diye direten koca bir çocukla karşı karşıyayız. Gideon elektriğe hükmedebildiğini unutmuş galiba kadere değil :D Yeni ortağı Hope işin içine girince kazın ayağının öyle olmadığını anlıyor tabi ki (:

Karakter açısından Gideon'u daha çok sevdim. Dante de iyiydi ama kral olması onu biraz ukala yapmıştı. Gideon daha uyumlu ve sevimli biriydi. Ama konu işleyişine gelince ilki daha iyiydi. Aslında dolu dolu bir kitap ama nedense çok uzun sürdü okumam. Cehennem daha kolay okunan, akıp giden bir kitaptı. Adalet sıkmamakla birlikte biraz ağır tempoluydu. Sanırım bunda olayların çok kısa sürede geçmesi de etkili.

Evet bir de bu süre kısmı takıldı kafama. 1 hafta da böylesine aşık olan karakterleri arada yadırgamıyor değilim. Ama neyse ki çokça vakit geçiriyorlar da açığı kapatıyoruz.

3. kitabı ve gelecek savaşı merak etmekle birlikte hem savaşı hem aşkı yazarımız nasıl işleyecek çok merak ediyorum. Ayrıca 3 farklı kişiden böylesine uyumlu kitaplar çıkması da çok takdire şayan. Son kitabı henüz okumasam da iki kitap geçer not aldı. 

Bu güzel seriyi böylesine kısa sürede bizlerle buluşturan Harlequin yayınlarına çok teşekkürler (:



Değerlendirmeme gelirse:

4.5 / 5 -  Bayıldım. Böylesi zor bulunur...


Alıntılar:

"Kendini hayattan bu kadar geri çekme. Dolu dolu yaşa ki zamanı gelip de gittiğinde geride büyük bir boşluk kalsın."



"Karanlıkta parlıyorsun Raintree." Hope bunu olağan bir şeymiş gibi söylemeye çalışmıştı.
"Sadece tahrik olduğumda." Gideon, Hope'a doğru yaklaştı ama Hope hemen geri çekildi. Kaçmamıştı ama yakınlaşmaktan uzak durduğu çok açıktı.
Gideon'a, "Çok komik," dedi, birlikte eve yürümeye başladılar.


Gideon bir süre sustu. Sonra, "Diğer polisler gibi olduğunu düşünüyorsun, biliyorum," dedi. "Ama değilsin. Sen benimsin ve seni kaybetmek istemiyorum."
"Dayanıklıyımdır."
"Kırılgansın."
"Değilim," diye ısrar etti Hope.
"Değerli şeyler kırılgandır."


* * *

 İlk kitap Cehennem yorumu için tıklayınız...

* * *


Raintree sadece bir soyadı ya da bir soyağacına düşülen bir not anlamına gelmiyordu. Bu onların kaderiydi…
Cinayet dedektifi olan Gideon Raintree hem elektriği kontrol edebiliyor hem de hayaletlerle konuşabiliyordu. Karanlık kalpli Ansara büyücülerinin üstlerine saldığı acımasız seri katille başa çıkabilmek için bütün güçlerini kullanmak zorunda kalacaktı. Ama bundan önce, baş döndürücü ortağı Hope Malory’yle ilişkisini çözmek zorundaydı. Tam bir savaşın ortasındayken âşık olacağını düşünmemişti hiç. Kötülük tüm köşe başlarını tutmuş, onlara pusu kurarken Gideon ve Hope, aşklarını, ailelerini ve henüz doğmamış çocuklarını korumak için zamana karşı müthiş bir yarışın içinde bulacaklardı kendilerini.

Salı, Haziran 25, 2013

Sürpriz Çekiliş




Sonraki çekilişimiz için anket sürerken sürpriz bir ara çekiliş yapmak istedim. Çok uzun süreli olmayacak bu sefer. 1 talihliye 2 kitaplık Edith Wharton seti hediye edeceğim.


Kurallar;

1- Aşağıdaki bogları takibe almak. Ki tur kapsamında çoğu kişi bizleri takibe aldığından sorun olmaz sanırım (:


2- Çekilişi herhangi bir platformda duyurmak ve linkleri yazmak.

3- İsim-soyad, e-mail adresini ve farklıysa takipçi adınızı yazmak.

Bunları yerine getirdiğinizde çekilişe katılmaya hak kazanacaksınız. 


Sonraki çekiliş için Fantastik seçeneği önde gidiyor, oy kullanmayı unutmayın olur mu?
 Onun içinde bir şeyler düşünüyorum bakalım neler çıkacak :D

Herkese bol şans (:


* Not: Daha önce kazanan arkadaşlar için 3 çekiliş kuralını yazmayı unutmuşum. Anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Amacım daha fazla kişiye hediye göndermek. Katılan herkese teşekkürler...


Pazar, Haziran 23, 2013

Tess Gerritsen - Kan Gölü (Yorum)




Orjinal Adı: Bloosream
GoodReads Puanı: 3.90
Türkçe Yayın: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 454
Çevirmen: İlkin İnanç




Yorumum:

Pinucciasbooks'un yazar ayları etkinliği kapsamında Tess Gerritsen okumaya Kan Gölü ile katıldım. 

50 yıllık periyotlarla gençlerde görülen ve cinayete kadar giden şiddet eğilimlerini konu alan kitap adı gibi oldukça kanlıydı. Ve bunu söylerken gerçek anlamda söylüyorum. Ölen öleneydi.

Kışın gelmesiyle olaylar patlak veriyor ve suçu üzerine atmaya çalıştıkları doktorumuz Claire dışında kimse olaylarda gariplik olduğunu düşünmüyor. Ve tüm engellemelere rağmen bu olayların sebebini araştırmaya başlıyor doktorumuz. Tabi ki kasabada pek sevilen biri olmadığı için işleri bir hayli zorlaşıyor. Burada da devreye beyaz atlı şerifimiz Lincoln giriyor. Polisiye de olsa aşksız olmaz değil mi? Bence olmaz.

Aslında kitabı baya sevdim. Bol yan karakter, iyi bir erkek, güzel sayılabilecek bir aşk. Gizem ve cinayetler de bonusu. Ama bazı noktalar var ki takılmadan edemedim. Mesela sonu. Allah aşkına öyle son mu olur? Yorumlarda sonunu beğenmediklerini okumuştum ve yerden göğe hakları varmış. Sen 450 sayfa yaz son 5 sayfa da bağla. Bence olmamış bu.

İkincisi de şu ki gerilimi çok iyi tutturulmuş kitabın illa ki bilimsel bir temele bağlandırma çabası. Bu konuda uzman olmayı bırakın hiç bilgili değilim ama gerçekte böyle bir parazit varsa bile konu içinde inandırıcılığı ölmüştü. İlla ki bir şey çıkacak diye diye çıkarttırmış. Yazar tıbbi gerilim yazmayı seviyor çokta iyi yazıyor ama bu kitapta o kulvarda olmasa mıydı acaba diye çok düşündüm.

Bunlar dışında sevdim dediğim gibi. En azından sıkmadı. Çokça karakter olması sürekli 2 karakter üzerinde dönen hikâyelerin kısır döngüsünü kırmış. Rizzoli serisi dışında pek fazla sevmeyen de mevcut ama ben bağımsız kitaplarını sevme yolunda hızla ilerliyorum.


Değerlendirmeme gelirse:

3.5 / 4 -  Kesinlikle geçer not aldı...



* * *


"Anne Rice vampirleri için neyse, Gerritsen de tıbbi gerilim romanları konusunda odur... Palmerdan iyi, Cooktan iyi... evet, hatta Crichtondan bile daha iyi... Stephen King


Dekor olarak Stephen Kingin arka bahçesini kullanan Crichton tarzı tıbbi bir gerilim romanı.. Kan Gölü, gerilim ve bilimin mükemmel bir karışımı. People



Michael Palmer ve Robin Cookun bütün eserlerine meydan okuyan bir başyapıt. Tess Gerritsenin şimdiye kadar yazmış olduğu en iyi kitap. Amazon.com

Cuma, Haziran 21, 2013

Maria Semple - Neredesin Bernadette? (Yorum)



Orjinal Adı: Where'd You Go, Bernadette
GoodReads Puanı: 3.95
Türkçe Yayın: Yabancı Yayınevi
Sayfa Sayısı: 376
Çevirmen: Boran Evren




Yorumum:

Kitaba başlamadan önce bir kaç yoruma bakmıştım ve birinde rastladığım kelime çok güzel ifade ediyor bence. İlginç.

Bu ilginçlik kötü anlamda değil. Baştan alacak olursam. Kitapta çokça karakter var ve olaylar bu karakterlerin mektup, yazışma, faks, e-posta gibi araçlarla gerçekleşen iletişimi konu alıyor. Ki aslında Bernadette'nin kızı Bee'nin ağzından aktarılıyor bir nev-i. Bee'nin kendine ait bölümleri de var ben en çok buraları sevdim. Çünkü bu kısımlar Bernadette hakkında daha aydınlatıcıydı.

Bernadette, eşi ve hatta Bee için kısaca dahi ailesi diyebiliriz. Değişik bir çizgileri var. Mesela Bernadette Galer sakinleriyle anlaşamıyor. Kocası Elgin işinden başını kaldırmayan ayrı bir tip. Zaten kızları bu ikisi arasında nasıl normal yetişmiş anlayamadım orası ayrı.

Konuya fazla girmek istemediğim için son bölüme kadar tarzın aynı ilerlediğini söylemek istiyorum. Daha önce de, e-posta yazışmalarından oluşan iki kitap okuduğum için çok aşinaydı ve bolca karakter olduğundan çok daha iyiydi. Özellikle uzunlu kısalı yazışmalar çekiciliğini arttırıp ilgiyi üstünde tuttu. Sayfalarcaaa devam eden bölümlerden hiç hazzetmiyorum da (:

Sıkıldığım yerler de oldu maalesef. Ama çok azdı. Özellikle bilmediğim konulardan bahsedilen yerler ki bunlar daha çok teknik kısımlar. Dahi olmak zor iş :D Sevemediğim bir kısımda sonu oldu. O kısma gerek var mıydı tartışılır. Belki daha farklı bir şeyden bahsedebilirdi. Mesela Bernadette'in dönüşünden...

Çeviri içinde çok küçük bir eleştirim var. Bernadette'nin kocasının adı nedir hala çözemedim. Sürekli bir harf oynadı durdu. Tamam küçük bir ayrıntı ama yine de gözüme battı durdu.

Orjinal kapak kadar konuya uymasa da en beğendiğim kapaklardan biri de bu oldu sanırım. Özellikle almaya teşvik eden bir zarafeti var. 

Sinirlendiren, şaşırtan ve güldüren, değişik bir kitap arayışında iseniz tavsiye edebilirim. 


Değerlendirmeme gelirse:

4 -  Kesinlikle geçer not aldı...



Alıntılar:

Bernadette arabayı kenara çekti, emniyet kemerini çıkardı ve arkaya döndü. "Haklısınız," dedi kızlara. "Sıkıldınız. Ve ben de size hayatla ilgili küçük bir sır vereceğim. Şu anın sıkıcı olduğunu mu düşünüyorsunuz? Eh, aslında ileride daha da sıkıcı oluyor. Hayatı ilginç hale getirmenin sizin sorumluluğunuzda olduğunu ne kadar erken öğrenirseniz sizin için o kadar iyi olacak."

* * *

Neredesin Bernadette? 

Bernadette... kayıp bir anne.
Bernadettein kocası Elgie... bir Microsoft dehası.
Bee... onların 15 yaşındaki kızı.
Bir Çocuk, Bir Anne Ve Bir Baba
Yeterli mi aile olmaya?

"Ellen", "Saturday Night Live", "Mad About You" ve "Arrested Development" gibi program ve dizilerin de yazarlığına imza atan Maria Sempledan, hem öyküsüyle hem de dili ve üslubuyla dikkat çeken, benzersiz bir roman.

Sağlam bir kurguya dayalı Bu Kitap e-posta, mektup, F.B.I. raporları, hatta fatura gibi pek çok tazın türünü içinde barındırıyor. Tüm bu türlerin ne denli zekice kullandığını, her bir bilginin nasıl da yaratıcı bir şekilde gözler önüne serildiğini görebilirsiniz elbet ama bunu yapabilmek için önce kahkahalarınıza bir ara vermeniz gerekiyor." 
The New York Times

Yaratıcılık ve anne-kız ilişkisinin gücü sıradışı bir anlatımla birleşiyor ama okur romanı okurken bunu fark edemeyecek denli eğleniyor olabilir tabii…" -The Oprah Magazine
İnanılmaz eğlenceli… Semple, çocuklarını özel okullara gönderen evhamlı aileler ve çevre bilincine kafayı takmış komşularla dolu bir hayattan alaycı bir kesit sunuyor… Vogue

Semple bir kadının hayatını oluşturan bileşenleri ve çevresindeki insanların kadınları algılayış şekillerini hayranlık verici bir şekilde anlatıyor.-Publishers Weekly
"Zeki ve yaratıcı olduğu kadar özgün ve içten…" 
Gillian Flynn

"Neşeli, matrak ve harika bir kitap ama en iyi yanı bir sonraki sayfada ne ile karşılaşacağınızı asla kestiremiyor olmanız." 
Kate Atkinson

Ailemizin Yeni Üyeleri



Aslında bir süredir kitap almayı planlamıyordum. Zaten okuyamıyorum diye ama indirimi görünce fırsatı kaçırmamak adına birkaç kitap aldım. Okuoku'daki indirimler çok iyi. Kitap Sepetinde kargo bedava olduğundan Sonsuz'un kitabını kaçırmak istemedim açıkçası.

Neler aldığıma gelirsek;


Louisa May Alcott - İyi Eşler
Charlotte Brontë - Jane Eyre
Lily Prior - Çıldırtan Koku
Thomas E. Sniegoski - Asi
Thomas E. Sniegoski - Asi 2

Çıldırtan Koku'yu bulmak büyük tesadüf oldu. Vikitap'ta görüp merak ettiğim ama baskısı tükenen bir kitaptı. Şansım varmış. 
Asi serisi de devam etmeden okur muyum bilmiyorum ama ikisi de indirimdeyken kaçırmak olmazdı. 
Bronte ve Alcott için bir şey yazmama gerek yok sanırım (:



Donna Fletcher - Bekle Beni
Nicci French - Kusursuz İçgüdü

Kitap Sepeti'nden aldığım kitaplar. Bekle Beni ablamın merak ettiğiydi. Sonsuz haftanın yayınevi ve açılış içinde kargo bedava. Çok uygun oldu.



Melissa Marr - Kara Saray
Melissa Marr - Parlak Gölgeler
Melissa Marr - Lanetli Sevgili
Melissa Marr - Kırılgan Sonsuzluk
Anne Aliot Crompton - Merlin'in Arpı
Eileen Goudge - Kırmızılı Kadın
Laura Whitcomb - Hayalet Sevgilim
Kiera Cass - Elit

Marr'ların ikisi indirimdeydi ama yarım yamalak olmaması için mecburen tamamladım. 5 gelesiye kadar okurum sanırım (:
Merlin'in Arpı'nı alınca farkettim ki seriymiş. Umarım çok bağlantılı değildir. Çok merak ediyorum kötü bir yerde biterse krize girerim; devamı gelecek gibi değil.
Kırmızılı Kadın uzun zamandır merak ettiğim bir kitaptı. Kısmet indiremeymiş. 
Hayalet Sevgilim'de hem konusuyla hem de yorumuyla aklıma düştü. Okuyup yorumlamak istiyorum. Belki de keşfedilmemiş bir hazineye rastlamışımdır.
Elit için bir şey demeye gerek yok değil mi? Beni Seç ile birlikte zevkle okuyacağım (:



John Scalzi - Yaşlı Adamın Savaşı
LaVyrle Spencer - Pencereme Aşk Kondu
Lindsey Kelk - Aşkım New York
Edith Wharton - Masumiyet Çağı
William Boyd - Husursuz
Judith O'Reilly - Çok Evli Çok Çocuklu Çok Çaresiz


Yaşlı Adamın Savaşı, Önokumalar'ın facebook sayfasından çıkan bir kitap. Çok sevindirik olmuştum çıkınca. 
Pencereme Aşk Kondu tazecik bir kitap. Henüz yorum göremedim ama okumak istediklerimden. Keza Masumiyet Çağı'da öyle, merak edilenlerden.
Aşkım New York, Husursuz ve Çok Evli Çok Çocuklu Çok Çaresiz de indirim fırsatı. Merakımı gideririm bir gün kitaplıkta durmasında zarar yok.


Hazineme yeni katılanlar bu kadar. İçlerinden okuyup bunu kesin oku dediğiniz var mı? Ya da şunu oku merak ediyorum. Öncelik vermeye çalışırım (:

Perşembe, Haziran 20, 2013

Tess Gerritsen - Bıçak Sırtı (Yorum)






Pinucciasbooks'un yazar ayları etkinliğine bu ay bende katılmaya karar verdim. Her ne kadar bu çok sıralar okumasam da ay bitmeden bir kitap bitirmeye kararlıyım.

Etkinlik başladığında Bıçak Sırtı ile katılacağım demiştim ama bugün farkettim ki bu kitabı okumuşum. Gece Nöbeti ile karıştırdığım için yanlış kitapla katılmış oldum. Hali hazırda bu kitabı yorumlamışken paylaşıp Kan Gölü ile devam edeceğim. Kan Gölü'ne başladım bile, gayette güzel başladı. 




Orjinal Adı: Under The Knife
GoodReads Puanı: 3.81
Türkçe Yayın: Martı Yayınları
Sayfa Sayısı: 360
Çevirmen: Özlem Gültekin




Yorumum:


En son okuduğum kitabından sonra biraz soğumuştum yazardan ama yeni yılla birlikte biraz değişiklik isteyince, okumaya karar vererek yerinde bir karar vermişim. Tabii öneride bulunanlara da teşekkür etmek lazım :D 

Kitap, anestezi uzmanı Kate'in masada kalan hastasının ölümüne sebebiyet verilmesiyle suçlanmasını konu alıyor. Konu çok değişik gibi gelmeyebilir ama işleyiş ve içindeki sürprizler çok heyecan vericiydi. Bir ara kendimden bile şüphe ettim (:

Polisiye de olsa, olmazsa olmazım aşkta vardı içinde. Ve yazarın dili biraz daha samimi ve akıcı geldi bu kitapta. Sanırım bunda çevirinin de payı büyüktür o da ayrıca bir teşekkürü hak ediyor. 

Özetle polisiye ve romantizm okurlarının seveceği bir kitap olduğunu düşünüyor ve tavsiye ediyorum (:


Değerlendirmeme gelirse:

5 -  Bayıldım. Böylesi zor bulunur...



* * *

Hangisi daha korkunç?

Sevdiğiniz birini mi kaybetmek, yoksa uğruna her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunuz hayallerinizi mi?

Mesleğinin henüz başlarında, genç bir doktor olmasına rağmen başarılarla dolu, kusursuz bir sicile sahip olan Kate, en son girdiği ameliyattan hem sevdiği bir insanı hem de gelecek hayallerini masada bırakarak çıkar. Sorunsuz olması beklenen ameliyat, anlaşılmaz bir şekilde tam bir kâbusa dönüşmüştür ve önce hastanın yakınları, sonra da hastane yönetimi bu kâbustan Katei sorumlu tutmaktadır. Öte yandan, bütün bunlardan habersiz ortaya çıkan bir katil, elinde bir liste, hastane personelini teker teker avlamaya başlar ve onu gören, elinden kurtulan tek insan olarak Kate bu listenin en tepesinde yer almaktadır.

Bütün oklar ona çevrilmişken, bütün deliller ve zaman onun aleyhine işlerken Kate, hem ensesinde nefesini hissettiği acımasız bir katilden kaçmak hem de kaybetmeye mahkum göründüğü bir davayı çözüme ulaştırmak zorundadır.