Orjinal Adı: Come the Spring
Seri Bilgisi: Claybornes' Brides (Rose Hill) #5
GoodReads Puanı: 3.86
Türkçe Yayın: Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 376
Çevirmen: Kübra Tekneci
Yorumum:
Evet, bir serinin daha sonuna gelmiş bulunuyorum. Çok geriden geldiğimi biliyorum ama benim için serilere son vermek çok zor.
Güllere Sor kitabı çıktığı zamanları hatırlıyorum da yeni bir Garwood kitabına kavuşacağız diye nasılda sevinmiştim. O yüzden sonra gelen hüsran gerçekten koymuştu. Çok zorluklarla bitirmiştim. Tabi ikinci -aslında 2-3-4 olan- kitabı okduğumda sevgili Garwood kibar bir şekilde seriyle ilgili düşüncelerimi yedirmişti. Yine de şikayet edecek bir şey bulmuş çok kısa diye sızlanmıştım.
Gelelim son kitaba. Tek kelimeyle bayıldım. Bir yandan az geldi bir yandan uzatmayıp tam ayarında bıraktığı için çok memnun oldum. Belki bazı kısımlarda ne çabuk aşık oldular dedim ama hey zaten bu kitaplar da hep hızlı aşık olmuyorlar mı :D
Kitabın en güzel yanlarından biri Cole'un neredeyse ezeli düşmanı haline gelen Daniel'in de bolca yer almasıydı. Yani kendi kardeşlerinden daha çok yan yana gördük ikisini. Seni de sevdim Daniel'cim :D Diğer yanı da Jessica idi. Mızmızlanmayan ve aklı başında kızları çok severim.
Ne desem ki daha, aşk, macera, cinayetler ne ararsanız vardı. Her şey tam kararındaydı ve güzeldi. Öyle ki bitirdiğimde bir "ah be" nidası çektim :'( Sonra da bu güzel sonla mutlu oldum. Böyle işte, çok sevdim bu kitabı.
Değerlendirmeme gelirsek:
5 - Bayıldım. Böylesi zor bulunur...
5 - Bayıldım. Böylesi zor bulunur...
Alıntı:
Tel kapı açıldı ve Adam, Douglas, Travis dışarı çıktı. Bir dakika sonra Mary Rose da onlara katıldı.Kalbi sevgi ve gururla dolan Rose Anne’nin gözleri yaşardı. “Tam da bebeğe bir hikâye anlatmak üzereydim.”“Biz de dinleyelim,” dedi Adam.“Neyle ilgili?” diye sordu Douglas bilmek isteyerek.“Dört küçük çocuğun ve bir bebeğin aile olduğu New York’ta başlayan bir hikâye,” diye yanıtladı Rose Anne. Caleb kucağına tırmanıp göğsüne sokulunca onu kollarının arasında sallamaya başladı. “Bir varmış bir yokmuş... ”
Cole Clayborne kandırılarak rozet sahibi olur ve Daniel Ryan tarafından polis şefliği görevine getirilir. Elinde olsa bu sorumluluğu reddedecektir ama Blackwater Çetesi yine iş başında olduğundan geri planda kalamaz. Ryan iki senedir - bir banka soygununda karısını ve kızını kaybettiğinden beri - çeteyi takip etmektedir ve meseleyi çözmesi için onun yardımına ihtiyaç duymaktadır.
Rockford Falls Bankası soyulduğunda tanıklardan sadece biri sağ kurtulmuştur. Fakat sorgulanmaktan korkan görgü tanığı ifade vermeye yanaşmamaktadır. Bu kişinin kimliğine dair Coleun ve Danielın elinde bulunan tek ipucu o öğleden sonra bankada işlem yapan üç kadının isminin bulunduğu listedir. Hayatta kalmayı başarmış olan tanık aristokrat Rebecca James midir yoksa sevimli Grace Winthrop mu? Peki ya baştan çıkarıcı Jessica Summers?
Cole ve Ryan banka soygunu meselesini çözerken ve katillerin peşine düşerken üç kadını da bir şekilde güvende tutmak zorundadırlar. Ancak en büyük tehlike bu güzellerden birine kalplerini kaptırmalarıdır.
Rockford Falls Bankası soyulduğunda tanıklardan sadece biri sağ kurtulmuştur. Fakat sorgulanmaktan korkan görgü tanığı ifade vermeye yanaşmamaktadır. Bu kişinin kimliğine dair Coleun ve Danielın elinde bulunan tek ipucu o öğleden sonra bankada işlem yapan üç kadının isminin bulunduğu listedir. Hayatta kalmayı başarmış olan tanık aristokrat Rebecca James midir yoksa sevimli Grace Winthrop mu? Peki ya baştan çıkarıcı Jessica Summers?
Cole ve Ryan banka soygunu meselesini çözerken ve katillerin peşine düşerken üç kadını da bir şekilde güvende tutmak zorundadırlar. Ancak en büyük tehlike bu güzellerden birine kalplerini kaptırmalarıdır.
Güllere sor gerçekten biraz sıkıcıydı ama Baharı Beklerken'i ben de beğenmiştim. Tek saçma tarafı Cole ve Daniel'in eş zamanlı aşık olmalarıydı. Onun dışında problem yoktu
YanıtlaSilYadırgadığım yerler oldu benim de, Cooper'ı da yap tam olsun diye söylendim hatta (: Neyse ki sevimli karakterlerdi, açığı kapattı (:
Sil