Cuma, Mayıs 31, 2013

Sessiz Kalma, Nefes'ine Sahip Çık!!!



Binlerce kişi Gezi Parkına sahip çıkmak için Taksim'de, polis sanki ülkeyi istilaya gelmişler gibi halkına saldırıyor. Yayınlanan videolar ve fotoğraflar nefretle gerçekleştirilen saldırıları gözler önüne sermekte. Ama dikkat! Bunların hepsini televizyonlardan değil internetten öğreniyoruz. Ölenler, yaralananlar var.

Doğaya sahip çıkmak için takip edelim ve paylaşalım. Hatta yazalım, anlatalım. 

Artık uyanma zamanı gelmedi mi? Destekleyenler şimdi izlerken nasıl vicdan muhakemesi yapmıyor. 

Kararın geri çekilmesine de inanmıyorum. Bir süre geçsin yine bildiklerini okumaya çalışacaklar. Sende tepkini göster ki bu ülkenin sahipsiz olmadığını görsünler!!!

Gönlümüz Taksim Meydanı'nda...














Takip edelim:

Bu vahşete sessiz kalma!
Sesini çıkar! Yazını Hazırla!
#direngeziparki #direntaksim !!!
#bloggerdiyorkigeziparki 








Çarşamba, Mayıs 29, 2013

W. Bruce Cameron - Can Dostum (Tanıtım)



Yabancı Yayınları Sokak Kedisi Bob'dan sonra yine bizlerin gönlünü fethedecek bir kitapla devam ediyor. Bob'la kedileri sevdirdiler, Can Dostum ile de köpeklere sevgimiz artacak sanırım. Ben de bir hayvansever olarak zevkle okuyacağım bu kitabı. Çıkmasını sabırsızlıkla bekliyorum. Gerçi 2 köpeğimiz varken daha da seversem ne olacak bilmiyorum :D

Ayrıca şu da dikkatimi çekti. Sokak Kedisi Bob, Nasıl Kadın Olunur, Tatlı Bela ve en son Can Dostum. Değişik bir portföyü yok mu yayınevinin? Benim çok hoşuma gidiyor bu. Yeni olmalarına rağmen hem çok hızlılar hem de herkes hitap edecek yayınlarla bizi mutlu ediyorlar :D

SOKAK KEDİSİ BOB'un ardından şimdi de CAN DOSTUM geliyor! Köpekler ve insanlar hakkında bu kadar dokunaklı bir kitap yazılmadı!
1 yıl boyunca New York Times Bestseller listesinde kalarak rekor kıran CAN DOSTUM yakında sinemaya uyarlanacak.
Yazarı B. Cameron ise 2006’da Ulusal Köşe Yazarları Derneği’nden En İyi Mizah dalında ödül aldı ve yine aynı dernek tarafından 2011’de YILIN KÖŞE YAZARI ödülüne değer bulundu.

Kitabı bitirdim ve hemen yeniden okumak istedim. Pek titiz bir köpeğin komik, büyüleyici ve kesinlikle inandırıcı birkaç hayatının hikâyesi olan bu kitap, reenkarnasyonun olduğuna ve yazar W. Bruce Cameron’ın bundan önceki hayatında bir köpek olduğuna ikna etti beni. Başka türlü, dört patili bakış açısından hayatı, sevgiyi ve sadakati bu kadar dokunaklı bir biçimde nasıl anlatabilirdi ki?
Victoria Moran

Bu kadar parlak bir zekâyla kaleme alınmış kitapları okuduğumda genellikle keşke bunu ben yazsaydım derim ama bu defa kitabın yalnızca yazılmış olmasına bile minnet duyuyorum.
Cathryn Michon

Salı, Mayıs 28, 2013

RaeAnne Thayne - Kanatlarını Arayan Melekler (Önokuma)




Martı Yayınlarından çıkan Kanatlarını Arayan Melekler adlı kitabın önokuması.




Sayfa Sayısı: 416
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Martı Yayınları


Hayal kırıklığıyla biten evliliğinin ardından hayatını yoluna koymaya çalışan bir kadın yıllar evvel her şeyi geride bırakıp kendi doğrularının peşinden giden yalnız bir adam ve peş peşe yaşanan trajik olaylar karşısında endişe duyan insanlar...

Hepsinin ihtiyacı olan tek şey, Umut Meleğinin onlara uzatacağı yardım elidir.

Çünkü bu melek, sahip oldukları güzellikleri yeniden hatırlatmak için vardır.

"Size iyi gelecek bir kitap okumak istiyorsanız, Kanatlarını Arayan Melekler kesinlikle doğru bir tercih."
Debbie Macomber

"Sağlam bir olay örgüsü, gerçekçi ve merak uyandıran karakterler, güçlü bir gerilim bu romanı elinizden bırakmayı güçleştiriyor."
RT Book Reviews

"Gelgitlerle dolu bir duygusallık ve ilginç karakterlerle yazılmış, herkesin keyif alacağı sıcacık bir roman."
Publishers Weekly

"Hisleriyle yol almak yerine daima en zoru tercih eden insanların yaşamlarına odaklanan bu roman, okuyucuları imkânsız gibi görünen bir aşkın gittikçe büyüyen dünyasına davet ediyor."
Booklist

Yeni Çekiliş: "Sylvia Day - Günaha Davet"




1 kişiye "Sylvia Day - Günaha Davet" kitabının hediye edildiği yarışmamız başlıyor.

28 Mayıs - 15 Haziran tarihleri arasında geçerli olacak yarışmanın kuralları;

1. Blogu takibe almak.

2. Çekilişi duyurmak. Bu çekilişimizde geçerli olan 3 duyurma yöntemimiz var.
A. Blog'da duyurmak (+5 hak)
B. Facebook duyurusu (+3 hak - Zorunludur.)
C. Twitter duyurusu (+1 hak)

3. Kitapların Penceresinden sayfasını beğenmek. (Kitaplar kısmını açmayı unutmayın. Göremediğimiz beğeniler otomatikman elenecektir bilginize.)

4. Adınızı soyadınızı, eğer farklıysa blog takipçi adınızı, mail adresinizi ve duyuru linklerinizi yorum bırakmak. 

Kurallar bu kadardır. Facebook paylaşımı zorunludur, bunun sebebi de beğenileri kontrol etmek içindir.

Kitap içeriği açısından 18 yaş ve üstü okuyucuların katılımı tercihimiz. Kargo bana aittir (:


Küçük bir not: Kitabı okumak için almıştım ama maalesef 1-2 bölüm ancak okuyabildim. Benim tarzım değil ama severek okuyacak birinde olmasını istedim. Yeni gibi ama merak etmeyin :D


Herkese bol şans (:

Mehtap Kayaoğlu - Öpücük Kutusu (Yorum)




GoodReads Puanı: 4.00
Türkçe Yayın: Nesi Yayınları
Sayfa Sayısı: 195


Yorumum:

Arkadaş Tavsiyesi vol.2
Yine bir tavsiye kitabı okudum. Ve bu sefer ilk kitaptan daha hoşuma giden bir kitapla karşılaştım. 
Bu tarzı seven bir arkadaşınız varsa size de tavsiye etmesi kaçınılmaz. Çeşitlilikten ve yeni tarzlar denemekten hoşlanan biri olduğumdan iyi de olmuş.
Ergen Psikolojisi Üzerine Psikoterapi Öyküleri başlıklı kitapta Mehtap Kayaoğlu'nun isimleri değiştirerek anlattığı bazı ergenlik hikayeleri var. 
Kitap daha başlarken beni içine çekti. Yazar kendi yeğeniyle olan bir hikayesiyle başlamış. Bu aslında bu kitabın ortaya çıkış hikayesi. Ondan sonra zaten elimden bırakmakta zorlanarak okudum.
Anlatılan her olay ilgi çekici ve bilgilendirici. Bazı durumlarda en ufak bir sözün bile bir çocuğun üzerinde yer edici etkileri olabileceğini gördüm. Ve özellikle yapılan örneklendirmeler gerçekten de böyle dedirtecek cinstendi. Eh çok teknik bilgiye girmemesi de artısı olunca beğenmemek elde değildi. 
Tavsiye etmek özellikle bir Psikoloji kitabıysa riskli ama bir çok kişinin okuyup beğeneceğini düşünüyorum, özellikle çocuk sahibi olan ve olmayı düşünenlerin.


Değerlendirmeme gelirsek;

4 -  Kesinlikle geçer not aldı...






"İnsanın iki ayrı hayatı var: Birincisi dışarıdan görünen, ikincisi kişinin kendisinin bile ne hissettiğini bilmeden yaşadığı, çatışmalarla, bilinçdışı gizemlerle dolu karmaşık olan hayatı. Bu kitabı, ikinci hayatınız için yazdım." - Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu Çocuklarımızı ne kadar tanıyoruz? Neleri seviyorlar? Neleri sevmiyorlar? Ne yapmak istiyorlar? Neyi istemiyorlar? Neyi biliyorlar? Neyi bilmiyorlar? Öyle çoook şey var ki... Çeşitli büyüme sorunlarıyla gelen 8 ergenin, psikoterapi desteğiyle iyileşme sürecinde yaşadıkları, gerçek yaşam öyküleri ilginizi çekecek! İyi anne-baba olmak için okuduğunuz bu kitapta, kendi çocukluğunuzun satır aralarında kalmış boşluklarında gezineceksiniz. Kimbilir; belki sizin hayatınızda da bir öpücük kutusu vardır…

Etkinlik: “Kitap Aldıran Durumlar”



Vampirella yine boş durmamış ve bizler için bir etkinlik oluşturmuş Her ne kadar bu sıralar kitap okuyamasam da çok ilgimi çeken bu etkinliğe bende katıldım. Hoş bana kitap olsun her türlü alırım bahaneye ihtiyacım yok ama olsun. Neler etki ediyormuş şöyle durup düşündüm. İşte ortaya çıkanlar;


1- İndirim / Fiyat: Sanırım indirim canavarı oldum ben. Mesela belki de hiç okumayacağım kitapları indirimde görüp görüp alıyorum. Gerçi kitap bu eser okurum ama ne acelen var değil mi? Bir de fiyatlar tabi ki. Bazı yayınevlerinin kitap fiyatları konusunda uçtuğunu düşünüyorum. Ama Martı gibi fiyatları çok makul olan yayıncıların kitaplarını gördüm mü dayanamıyorum. Okumasam da yemekte tuzum olsun nasılsa okurum diyorum. Manevi desteğin yanında (:

2- Kapak: Kim demiş kitabı kapağına göre yargılama. Vallahi ben yargılarım üstüne gider kapağa aşık olur alırım. kötü de çıkabilir iyi de ama en azından beni çeken tarafı olur (:

3- Tür ve İçerik: Tarihi aşk romanları her zaman önceliğimdir. Çoğu kez tanımadığım yazarları bile sırf bu tür diye alırım. İçerikte; doğaüstü varlıklar diyebilirim. Öncelikle Cadılar, sonra Vampir, Melek, Uzaylı uzar gider (:

4- Arkadaş / Kardeş Tavsiyesi: Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim. Gerçek arkadaşlar senin okuyacağın kitaptan beğenmeyeceğin noktaya kadar tahmin eder ;) Kardeşler de öyle değil mi? Bazen aklında olmayan kitabı kafana sokar bir bakarsın hastası olmuşsun :D

5- Film: Bu benim için en düşük sebep olabilir aslında. Çünkü önce filmi izlersem kitaba elim zor gidiyor. Mesela Muhteşem Yaratıkları izliyorum ve film yüzünden kitabı elime alma düşüncem öldü, gitti. İstisnalar dışında tabi ki. Aşk ve Gurur'u da filmden sonra okumuştum.

6- Arka Kapak: Yani konu. Çoğu kez bir cümlesiyle bile cezbedilirim. Aklımda yokken gider alırım :D

7- Yazarı: Sevdiğim bir yazarsa beni kimse tutamaz :P

8- Tanıtımı / Yorumlar: Bir kitabı en çok gözümüze sokan unsurlardan biri reklamı ve tanıtımı. Aslında bu da çok düşük bir sebep. Mesela çok bahsedilen bir kitap bende soğuma etkisi yapıyor. Okuyup seviyorum benden sonra bir bakıyorum hurra onu okuyorlar. Beğendiğim kitaptan soğuyorum. Ama bazı dozunda tanıtımlar çok faydalı oluyor.
Keza yorumlarda öyle. Özellikle kitap zevkimin benzeştiği kişilerin yorumlarına artı dikkat ediyorum.

9- GoodReads Puanı: Son zamanlarda o mecraya çok uğrar oldum. Nedeni de daha doğru olduğunu düşünmem. Çünkü nedense çevremde gördüğüm sürekli iyi yorumlar şüpheye düşürüyor. Ama orada okuyucu kitlesi kalabalık olduğundan sanki daha sağlıklı oluyor puanlama.

10- Yayınevi: Evet bence bu büyük etken. Diyelim ki yeni bir yazarın tarihi romanı çıkmış. Epsilon ise daha olumlu bakabiliyorum. Ya da Chick-Lit'se Nemesis'e. Ve yine daha önce bahsettiğim bazı yayıncıların politikaları beni destek olmaya itiyor. Nezaketleri, fiyatları, ilgi ve alakaları. Belki çoğu yer yaptığı saygısızlığın kendilerine dönüşü olmayacağını düşünüyor ama ben kendi adıma damlaya damlaya göl olur sözümüze ve Domino Etkisine inanana biriyim. O yüzden ters bir durum görmedikçe desteğimi hep sağlarım.

Sizde bu etkinliğe katılmak isterseniz şöyle alalım. Bu güzel etkinlik için teşekkürler Vampirella.


Cuma, Mayıs 24, 2013

Neredesin Bernedetta? Kazananları


İşte kazanalar




Dilimde tüy bitti ama hala dikkate almayan arkadaşlar. İster Rafflecopter seçsin ister klasik seçim olsun, adı çıkan herkesin kontrollerini yapıyorum. Yani 5 yerine 2 bloga üye olup, yine de üye olmuş gibi kutucukları dolduranlar dikkatimden kaçmıyor. Lütfen daha dikkatli olun. Biz sizin kazanmanızı istiyoruz ama kendi şansınızı baltalıyorsunuz bu şekilde. İnşallah sonraki çekilişlerde daha dikkatli olursunuz.


Kazananları tebrik ederim. Maille de dönüş yapacağım. 2 gün içinde adres bilgilerinizi sayfamıza göndermeyi unutmayın. 


Perşembe, Mayıs 23, 2013

Ka Hancock - Dancing on Broken Glass



Orjinal Adı: Dancing on Broken Glass
GoodReads Puanı: 4.18
Türkçe Yayın: Henüz Basılmadı
Sayfa Sayısı: 416


Yorumum:

Bazen öyle kitaplar oluyor ki verdiğim puan yeterli gelmiyor. Bu kitapta işte öyleydi. 5 değil 100 hak eden bir kitap.

Başlarken oldukça duygusal bir kitap olduğunu söylemek isterim. Çoğu yerde gözlerim dolarak okudum ama son düzlükte öyle etkilendim ki ağlamaktan okuyamadım. En son hangi kitap hem böyle kahretti hem de böyle huzurlu hissettirdi bilmiyorum.

21 yaşındaki Lucy, Mickey’le karşılaştığında kendisi gibi sorunlarla boğuştuğunu bilmiyordu. Houston kardeşlerin geleceklerinin kanserle anlaşması var ve bu anlaşma hangisinden tahsil edilecek bilmiyorlar. Mickey ise annesinden kendisine miras kalan Bipolar bozukluğundan muzdarip. Onların ki Kırık Camlar Üzerinde Dans olsa da, o kadar iyi dans ediyorlar ki okurken duygudan duyguya girdim.

Evlilikleri boyunca birçok kez Mickey’in rahatsızlığı, bir kez de Lucy’nin kanseri ile sınanan çiftimiz her sıkıntıya göğüs geriyor ve hepsini alnının akıyla atlatıyor. Ancak en sonunda Lucy’nin hamileliği onları bir çıkmaza sürüklüyor. Her an kanser tehlikesiyle yaşayan Lucy bu planlanmamış hamileliği ve bebeğini kısa sürede benimsiyor ve Mickey ile arasında bazı sorunlara yol açıyor. Büyüsü kaçmasın diye bunları tabi ki söylemeyeceğim ama iki taraf içinde yaşananlar hiç kolay değil.

Ve bu kitabı okurken gördüm ki kadınlar gerçekten güçlü varlıklar. Her şeye rağmen ilk yıkılması gereken kişi, herkesi bir arada tutan kişi oldu ve ben Lucy’yi hayranlıkla okudum. 

Lucy’nin ağzından anlatılan kitabın artısı, Mickey’nin bugün ve geçmiş mektuplarına yer vermesi. Hatta son bölümler sadece bu mektuplardan oluşuyor ki benim açımdan çok büyük bir merak giderilmiş oldu. Onun dışında yer yer geçmişe yapılan dönüşler kafa karıştırsa da, karakterleri tanıma açısından çok hoştu. 

En sevdiklerime yorum yapmakta hep zorlanmışımdır. Anlatılan aşkı, aile bağlarını, arkadaşlıkları, hissettirdiklerini anlatmakta zorlanıyorum. Gönlümde çok özel bir yere konan bu kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ederim. 


Değerlendirmeme gelirsek;

5 +  Bayıldım. Böylesi zor bulunur...



Alıntı:

Gülüşün gökkuşağım, kahkahan evim, dokunuşun cennetimdir...

Salı, Mayıs 21, 2013

Heather McElhatton - Şahane Hatalar




Orjinal Adı: Million Little Mistakes
Seri Bilgisi: Şahane Hatalar Serisi 2
GoodReads Puanı: 3.34
Türkçe Yayın: April Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 632
Çevirmen: Dilek Berilgen Cenkciler



Yorumum:

Sanırım en hızlı okuduğum kitaplardan biri oldu Talih Kuşu. Sevdim mi sevemedim mi karar veremedim.

Yorumlarından az çok çabuk sonuçlanan bir kitap olduğunu biliyordum ama ne yalan söyleyeyim bu kadarını da beklemiyordum. Başladığında iyiydi ama sonra 50-100 atlamaya başladı bölümler ve ne olduğunu anlayamadan sonu geldi bile.

Daha önce Kokoloji'leri çözdüğümden öyle bir kitap bekliyordum. 200 sayfa bile olmayan kitapları okumak daha uzun sürmüştü şaka gibi. Bir de sonuç olarak tatlıya bağlanmadı onu da sevemedim. Özellikle bir yerde geri dönüp seçenek değiştirdim ama yok sonunda geberip gidiyorum. Gerçi ikinci de biraz daha uzun yaşadım ama Genelev Patroniçesi nasıl oldum o kısım muamma. 

Farklı yollar olduğundan kitap oldukça kalın. 600 sayfa çevirisi vs çok zordur eminim. Ama gerek var mıdır ondan emin değilim gerçekten. Belki arada can sıkıntısına farklı yollara bakılabilir ya da arkadaşlar arasında eğlencesine bir şeyler yapılabilir ama onun dışında çok mühim görmüyorum kitabı. Tabi ki bu almam tukaka demek değil. Kendince eğlenceli bir kitap ama diğer kitaplarını merakla bekleyeceğim bir kitap değil.

Ve evet, evet farkındayım 2'den dalmışım olaya :D


Değerlendirmeme gelirsek;

3 -  Nötrüm, okusan da olur okumasan da...






Şahane Hatalar serisi hızlanarak devam ediyor;
Bu kez başınıza yirmi iki milyon değerinde talih kuşu konuyor.
Heyecan dozu artırılmış seçimler, eşsiz bilgiler, gizemli karakterler, sürpriz finaller.
İkinci kitapta hatalar daha eğlenceli, sonlar daha şahane.

Kader diye bir şey vardır ve sizin seçimlerinizle değişir.

Bu kitabı okumaya normal bir kitap gibi birinci sayfadan başlayın. İlk bölümün sonunda, önünüze bir yol ayrımı çıkacak. Kararınızı verin ve ilgili bölüme gidin. Her bölümün sonunda seçimlerinizle kaderinizi kontrol etmeye devam edeceksiniz. Kitabı okurken bazen hiç beklemediğiniz bir yere ulaşacak, bazen de kendinizi daha önce olduğunuz yerde bulacaksınız. Hayatın size neler hazırladığını asla bilemezsiniz. Ama şunu biliyorsunuz, iyilikler her zaman ödüllendirilmiyor ve bazen hatalı kararlar, şahane olayların başlangıcı olabiliyor.

Her yolculuğun sonunda başa dönüp tekrar başlayın, unutmayın, herkes ikinci bir şansı hak eder. Yüzlerce farklı hayat sizi bekliyor. İyi şanslar.

"Başroldesiniz, hakkını verin." 
Newsweek

"Raydan çıkmaya hazır mısınız?" 
NY Times

Elizabeth Hoyt - Yabani Âşık (Yorum)




Orjinal Adı: To Desire a Devil
Seri Bilgisi: Legend of the Four Soldiers #4
GoodReads Puanı: 3.84
Türkçe Yayın: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 352
Çevirmen: Gizem Onat




Yorumum:

Kitabın her türünü severim ama tarihi aşk romanlarının yeri gerçekten ayrı. Hele ki Hoyt gibi usta bir kalemi okuyorsam. Yine yapmış yapacağını sevgili ve yazar 2 gündür esir etti kendisine. Tamam 2 gün uzun bir süre biliyorum ama tadına vara vara okumayı seviyorum. Elimde ağır olunca böyle oluyor.

Seriyi takip edenlerin bildiği üzere, öldü sanılan ilk kitaptaki Emeline’in erkek kardeşi Reynaud’a gelmişti sıra. Sabırsızla bekliyordum ve beklediğime kesinlikle değdi. Kapağından çevirisine kadar her şeyiyle çok iyiydi. (Çevirmene ayrıyetten bir teşekkürler.) Tabi ki yüzeysel durumlar yetmiyor o yüzden anlatımı da çok iyi olunca bayıldım.

Öldü sanıldığı için akrabasına devredilen unvanını geri almaya çalışırken, yeni kontun yeğeninin cazibesine karşı koyamayan Reynaud’u okumak çok zevkliydi. 7 yıllık esaretten sonra daha karanlık bir ruh beklemiş ve korkmuştum ama hepsi yersiz çıktı. Tamam, yaralı erkekleri severim, olgun oluyorlar çünkü ama sürekli gel-git yaşayanlar hoş olmuyor. Bu ayrıntı da sevmeye teşvik etti.

Belki yapabileceğim tek eleştiri; bazı konuları biraz üstün körü anlatması. Mesela esareti ve kaçışı ya da Beatrice’e aşık olması gibi konuların üstünde biraz daha durabilirdi.

Vee minik ayrıntıları seven biri olarak kitap kapaklarıyla ilgili küçük detay da çok hoşuma gitti.

Daha fazla bir şey demeye gerek yok. Hoyt işte durduğunuz kabahat (:



Değerlendirmeme gelirsek;

4.5 -  Kesinlikle geçer not aldı...





Vahşi Bir Adam... Kibar Bir Kadın... İmkansız Bir Aşk...

Reynaud St. Aubyn yedi yıl boyunca bir Kızılderili kabilesinin tutsağı olarak yaşar. Unvanını geri almak için evine döndüğündeyse ateşler içinde ve yarı delirmiş haldedir. 
Bu vahşi görünümlü adam sahiden de yıllar önce Kızılderililer tarafından öldürüldüğü düşünülen, kontluğun son vârisi midir? 
Beatrice Corning tam bir İngiliz soylusudur. Fakat onun da bir sırrı vardır: Hiçbir erkek onu amcasının evinde asılı tablodaki yakışıklı Kont kadar etkilememiştir. Reynaud kontluk unvanını almak için geri döndüğünde onun o vahşi görüntüsünün ardındaki asil ruhu sadece Beatrice görmeyi başarır.
Reynaud da bu güzel hanımefendiden etkilenmektedir fakat Beatrice, unvanını geri kazanmak için her şeyi yapmaya hazır bu adamı, masumiyetini kaybetmek pahasına ehlîleştirebilecek midir?

"Elizabeth Hoyt hiç şüphesiz tarihî romansların en usta isimlerinden." 
Nanette Donahue, Historical Novels Review

"Hoyt, seriyi okurlarının kendisinden beklediği gibi güçlü, yoğun duygularla ve peri masallarıyla harmanlayarak sonlandırıyor." 
Review

"Hoytun öykülerinde insanı aşkın büyüsüne inandıran bir sihir var." 
Romantic Times

"Elizabeth Hoyt yetenek, incelik ve önü alınmaz tutkusuyla harika bir yazar." 
Julianne MacLean

"Hoyt, ilginç karakterleri, heyecanlı hikâyeleri ve zekice yazılmış diyaloglarıyla yaptığı işin hakkını veriyor." 
Publishers Weekly

"Ateşli mi ateşli bir macera!" 
Connie Brockway, USA Today çoksatan yazarı

"Reynaud ve Beatricein ilişkisi oldukça ateşli. Elizabeth Hoyt, efsanesini tarihî gerçekleri kurgu ve gizemle harmanlayarak bitiriyor." 
Kay Quintin, FreshFiction.com

"Her zamanki gibi en iyisi en sona bırakılmış." 
Detra Fitch, Huntress Reviews

Pazartesi, Mayıs 20, 2013

"Tenimdeki Mühür" Kazanan


Kazanan




Son kontrolleri de yaptım sıra geldi kazanana. Açıklamadan önce yine üzücü bir durumdan bahsetmek istiyorum. Maalesef ki beğenilerinizi açmıyorsunuz. Bundan önceki yarışmalar da uyardım, sayfa yarışmasında da uyarıyoruz ama çoğu kişi dikkate almıyor. Maalesef ki elemeler yaşanıyor. 

En son olarak kalan isimlerden, anneme yaptırdığım kura da çıkan isim;

34 numara ile Hayale Hayal yani Hayat Aktaş oldu.








Yedek olduğunu görüp üzülenler oluyor, yedek talihli seçmedim. Adres 2 gün içinde gelmezse çekilişi tekrarlayacağım.


Kazananı tebrik, katılan herkese, ilgi ve katkısından dolayı da Siyah İnci Yayınlarına teşekkür ediyorum. Bir sonraki çekilişte görüşen kadar...




Pazar, Mayıs 19, 2013

19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun




Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizindir. Cumhuriyet'i biz kurduk, O'nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.

Ulu Önder Mustafa Kemal
ATATÜRK

Cumartesi, Mayıs 18, 2013

Sinem Akça - Peri Masalım (Yorum)




Türkçe Yayın: Önce Kitap
Sayfa Sayısı: 264


Yorumum;

Pamuk Şekeri’nden sonra bu kitabın çıkmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Ama nedense çıkar çıkmaz okuyamadım. Şimdi tadına vara vara okudum.

İlk kitapta olduğu gibi yine eğlenceli ve okuması çok zevkli bir kitaptı. Gerçi ben daha kalın bir kitap bekliyordum ama başka açıdan bakınca gereksiz uzunluktan arınmış saf bir roman okumak ayrı bir keyif de verdi. 

İlk kitapta çok fena bir yerde bitmişti malum. Yasemin’in karmaşık hayatına kaldığımız yerden devam ettik. Ama ne etmek. Tam yeni bir aşka yelken açarken, Yasemin’i kaybedince kıymetini anlayan eski sevgilinin denizi bulandırması mı istersin, eşinden boşanıp burnunun dibinde biten sevilmeyen ot Didem mi dersin? 

Didem demişken yazmazsam olmaz. Didem gibi bir karakter yazabilmek! Yazarı gerçekten takdir ettim. O nasıl bir karakter öyle herhalde karşımda olsa elimde kalırdı.

Çok bizden karakterler ve olaylar yazdığı içinde ayrıyetten sevdim bu kitabı. Tamam yine zengin erkekler işin içine girdi ama diyaloglardan tutun da yediğine içtiğine kadar çok bizdendi. Yani düşünebiliyor musunuz, Yasemin Erhan’a etli taze fasulye yapıyor. Ki Erhan’ın zengin olduğunu okuyan herkes bilir. Bana çok doğal ve şaşırtıcı geldi bu durum. Sonuçta her akşam ıstakoz değil böyle şeyler yiyoruz. 

Ama bu kitap yetmedi onu da söyleyeyim. Elif’i merak ederim, keza Yaren var daha. İnşallah gelecek kitaplar çok daha kısa aralıklarla gelir. 


Değerlendirmeme gelirsek;

4-  Kesinlikle geçer not aldı...



Alıntı:

Niye hep böyle oluyor? Niye tam mutluluğu yakaladım dediğim anda biri gelip ver bakayım o avucundakini deyip fikrimi bile sormadan alıp gidiyor? Niye benden alınanın arkasından çaresizce bakmak yerine "Dur o benim!" diyemiyorum!



Çok sevilen romanı Pamuk Şeker'den sonra Sinem Akça'dan 
Yasemin'in hikâyesinin devamını okumaya hazır mısınız?
Öyleyse buyurun sayfalarımızın arasına!

Yasemin'in aklı karışık...
Yasemin çok âşık...
Yasemin bıkkın!
Yasemin kim mi? Tanımıyor olamazsınız!
Otuzlu yaşlarının başındaki her kadın kadar gergin, aşkın hayatındaki yeri konusunda kariyeriyle savaşan her kadın gibi şaşkın Yasemin. Annesiyle yaşayan ve sevgilisinin evlenme teklif etmesini beklerken eski sevgilisini unutmaya çalışan bir kadın o. Yasemin'in yakın arkadaşlarıyla birlikte bu bekleyişe siz de katılmak isterseniz gecikmeyin... Hemen okumaya başlayın. 

Ama sakın Yasemin'in sevgilisi Erhan'a âşık olmaya kalkmayın. Onun gibi adamlar sadece romanlarda olur, unutmayın!

"Özlemedim çünkü, o kadar Erhan'la doluyum ki, yanımdayken bile onu o kadar özlüyorum ki uzaktaki birini özlemeyi unuttum. Metin'den hangi ara bu kadar uzaklaştım, soğudum anlayamadım. Uçan kuştan kıskandığım, sabahlara kadar ağladığım, uğruna hayattan soğudum adam Metin miydi? Hangi ara bana bu kadar yabancılaştı bu adam? Ne zaman vazgeçtim onu sevmekten? Ne zaman çıkardım hayatımdan, bu kadar uzaklara ittim?"