Bu akşam farkettim ki hem 150 takipçiye ulaşmışım hem de öyle ya da böyle 100. yayına sıra gelmiş. Bundan istifade bir süredir canımı sıkan bir konuyu yazmak istedim. Kitaplarla nasıl haşır neşir olduğum malum, bu konu dışında pek yazmamaya çalışıyorum. Belki kendimi bu konuda daha iyi ifade ettiğime inandığımdan olabilir. Ama arada başka konular da konuşmak, yazmak, içini dökmek gerekiyor.
Blog işine girmek çok zor bir şey aslında. Zaman geçtikçe daha iyi anladım bu durumu. Özellikle yayınevleri sayesinde. Hazır bu akşam başka bir arkadaşımdan da aynı yakınmayı duyunca konuya değinmeden geçemedim.
Blog açmadan önce yayınevleriyle pek haşır neşir olan biri değildim. Kitabımı alır okur beğenip beğenmediğimi söylerdim. Ama şu an daha farklı bir boyuta kaymış durumdayım. Durum biraz daha sosyalleşmeyi gerektiriyormuş. Ve şimdi bazı şeyleri daha iyi görmüş oldum.
Neyi mi gördüm? Aslında çoğu yayınevi tarafından kaale alınmadığımızı. Bu gerçekten sadece benim düşüncem değil. Gördüklerim ve bizzat duyduklarımın sonucu.
En basit örneği şu ki bir yayıncıya mesaj attın mı cevap bulamıyorsun. Bu illa olumlu yanıt almak değil. Olumsuz da olsa dönülmemesi hatta çoğu kez mesajlarının okunmaması. Buna neden mi kızgınım. (Evet kızgınım.) Bir okuyucu olarak cevap verilmeye layık görülmemek. Bir nev-i kendimi eski sevgilisinin peşinden koşan sapık gibi hissetmeye başladım. Ki ben epitpou 2 yayıncıya mesaj attım. Daha fazla kişiyle iletişime geçmeye çalışanları düşünebiliyor musunuz?
Günde kaç kişiden mesaj alıyorlardır diyenleri de duyabiliyorum. Ona da katılmıyorum. Farz edelim ki bir yayıncının 50.000 üyesi var ve biraz abartıp herkesin aynı gün mesaj atıp bir şeyler sorduğunu varsayalım. Benim düşüncem şu ki, herkesi cevaplamak 1 ay sürse de o cevap verilmeli. Veremiyorsan ya sırf bunun için bir eleman alacaksın işe ya da direkt mesajları kapatacaksın.
Bilmem sizde farkettiniz mi bazı sorulara ya da olumsuz düşüncelere çoğu yerden yanıt alamazken bir kitabı sevip takdir ettiğinizde ağızları kulaklarına varıp cevap veriyorlar. Ve bunu bizzat denedim. Mesajıma dönme nezaketini göstermeyen bir yayıncı aldığım kitapların resmine yorum yazacak vakti bulabiliyor da bir mesaja mı dönemiyor? Demek ki oluyormuş değil mi?
Bu yazıyı okuyanlarda şu düşüncenin oluşmasını da istemem. Kuyruk acım yok. Sadece bir şeyler için uğraşırken kısaca emek verirken hiçe sayılmak zoruna gidiyor bazen insanın. Hele ki aklındaki tek düşünce kitaplar ve okumak olan biriyseniz. Her zaman emeğe saygı deyip korsandan uzak duruyoruz ama aynı saygı bizim emeklerimize gösterilmiyor.
Cebindeki 3 kuruşun üçünü de kitaba ayıran bir insan, onları bizlere ulaştıran kişilerle bir bağ kurmakta istiyor. Çünkü aynı zevki paylaşıp aynı payide de buluştuğuna inanmak istiyor. En azından bir kere şansını deneyen insanların hevesini kursağında bırakan kişilerle aynı hayallere sahip olduğumu düşünmüyorum, düşünemiyorum.
Uzattığımı biliyorum ve şununla kapatmak istiyorum. Az biraz takip ediyor ya da beni bizzat tanıyorsanız, aldığım kitapları okumaya bile yetişemediğimi biliyorsunuzdur. Ki çoğu kitapsever öyle. Yani kimsenin peşinden herhangi bir menfaat için koşmaya ihtiyaç yok. Zaten bu durumda kimin hangi tarafa ihtiyacı olduğu daha doğrusu gereksinim duyduğu su götürmez diye düşünüyorum.
Herkesi aynı kefeye koymayıp, tatlı diliyle 1 değil 1000 kere ilgilenen yayınevlerini tenzih ediyorum.
Bir süredir kafama takılan bir sorunu sizlerle paylaşmak istedim. Ve olumlu ya da olumsuz her görüşe saygım var.
Sevgilerle.
merhaba
YanıtlaSilbir süredir takipteyim sizi ve içtenlikle sadece kitap konusuyla ilgilendiğinizi anlayabiliyorum. boşverin ulaşmayın yayınevlerine :) nasılsa kitaplarınızı alıp okuyup yorumluyorsunuz.. gerçek izleyicilerinize bu yeter :)) (blog işini bilmiyorum yani neden ulaşmanız gerektiğini yayıncılara çekiliş vb. için mi? yoksa kitabın yayıntarihi vb. bilgi için mi?) sadece söylemeye çalıştığım blog yazmak keyif, istek işi gördüğüm kadarıyla keyif vermeyen şeyleri yapmayın :))
sevgiler..
Merhaba,
Silartık bıraktım zaten, inanın hiç ulaşmak gibi bir çabam yok. Bu dediğim durumda neredeyse en başındaydı. Şu an sadece tur için görüşüyoruz onu da grup arkadaşlarıma bıraktım zaten. Üzerime düşeni yapıp çekiliyorum.
Aslında sadece çekiliş için de değil, en basiti bir kitabı yorumlayıp paylaşmak bile heyecan verici ama ilgilenmediklerini görmek üzüyor insanı.
Ki yazdıklarınızdan sonra onun da önemi kalmadı. Gerçekten anlatmak istediğimi anlatabilmişim bu yeter de artar (:
Cidden kötü bir durum , bende seninle aynı düşünceyi paylaşıyorum mesajlara cevap verilmesi konusunda ne olursa olsun , uzun sürse bile cevap verilmeli mesajlara :) Hiç olmazsa içini dökmüşsün iyi olmuş :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim (:
SilTakipçilerin muzdarip olduğu bir konu. İnşallah yayıncılar bizi daha çok dikkate almaya başlarlar.
Tebrik edirim, bence bunlar çok ciddi rakamlar :)
YanıtlaSilHaklısın, öyle yada böyle bir yayınevi mutlaka tüm okuyucularıyla iletişimini güçlü tutmalı bencede.
Blog yazarlarının kitap satışlarında çok fazla etkili olduklarına inandığımdan sizlerinde ayrıca ayrıcalıklı olmanız gerektiğine inanıyorum doğrusu.
Emeğinize sağlık :)
Teşekkür ederim (:
SilGeçen süre düşünüldüğünde kat edilen yol beni de çok mutlu ediyor. Böyle güzel ve samimi bir ortam bulabilmek zor. Bu da blogun ayrıcalığı sanırım. Biz kendi yağımızda kavruluyoruz zaten ama yayıncılar da bu ortama birazcık katkı sağlasa daha sağlam ilişkiler kurabiliriz diye düşünüyorum :D
Aynı durumdayız biliyor musun? Takılmamaktan nefret ediyorum. Dalasım geliyor. -_- Bu yazıyı iyi ki yazmışsın aslında. =)
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Herkes bir şekilde muzdarip bu konudan. Artık değinmemek olmazdı (:
Silkesinlikle katılıyorum.
YanıtlaSilKitaplara harcadığım paranın haddi hesabı yok.
Yayınevlerini, kitap sitelerini gayet iyi onore ettiğimi düşünüyorum.
Ancak yazıpta cevap alamadığım bir kaç yayınevi var.
Sanki karşımda duvar varmış gibi hatta en önemlisi kendimi yokmuş gibi hissettirdiler.
Söylemek istediğim çok şey var aslında... Pınar'cım önemli bir konuya değinmişsin, kalemine sağlık canım
Biliyorum, daha da fazlası var ama bu kadarıyla bile gerekli mesaj gitmiştir sanırım. Sağolasın, sen de aynı konuya parmak basınca tutamadım daha fazla...
SilOHHH İÇİNDEKİLERİ BOŞALTTIN RAHATLADIN VALLA. SONUNA KADAR DESTEKLİYORUM SENİ. HAYATTA HERŞEYDE BAŞARILAR DİLİYORUM. (ASLINDA ÇOK ŞEY YAZMIŞTIM AMA SAYFA GİTTİ)
YanıtlaSilBiraz öyle oldu. Teşekkür ederim (:
SilPınar'cım yapmış olduğun paylaşımı başından sonuna kadar okudum ve kesinlikle haklı olduğunu düşünüyorum.İnsanların konu ne olursa olsun umursamaz bir şekilde davranmaları ama işine gelenleri umursamaları hiç doğru bir davranış değil.Görüyorum bu konuyla ilgili senin gibi umursanmayan arkadaşlar da varmış.Napalım? tabi ki sessiz kalmayalım,paylaşalım haberdar olalım.
YanıtlaSilKafana takılan bu sorunu bizimle paylaşman da ayrıca çok iyi olmuş hem biraz rahatlamışsındır hemde bize uğraşlarının sonucunda neler olabileceğini belirtmiş oldun.Başarılarının ve paylaşımlarının devamının gelmesi dileği ile...
Sevgiler
Evet, özellikle işine gelen durumları umursamaları iki katı sinir bozucu bir durum. Ama dediğin gibi bunu paylaşmak hem rahatlattı hem de tek olmadığımı gördüm. Bir yerden sonra hayalet gibi hissediyor insan kendini. Hele ki sana gösterilmeyen bir ilgi başkalarına gösterilince. O zaman düşünüyorum aramızda ne fark var. İzahı olmayan hiç bir durum, bunu anlamayacak hiç bir insan yoktur. Maalesef bu şekilde kendilerinden de soğutuyorlar. İnşallah bir şekilde iletişim kurmayı başarırız.
SilTeşekkür ederim.