Cumartesi, Mart 22, 2014

Anne Eliot - Travma Sonrası Aşk Çarpması (Üşengeç Yorumcu 14)


Orjinal Adı: Almost
GoodReads Puanı: 3.84
Türkçe Yayın: Pena Yayınları
Sayfa Sayısı: 424
Çeviri: Fatma Zeynep Öztürk 
Satın almak için: Kitap Sihirbazı

Yorumum:

"Bazen unutmamak gerekir" diyor ya kitabın tanıtımında. Gerçekten de bu kitabın unutulmaması gerekir. Bezen bazı kitaplar belli bir kitleye hitap eder. Mesela Jeffrey Archer seven herkes Julia Garwood'ı sevmez ya da Cassandra Clare sevenlerin eline Dostoyevski aldıkları pek görülmez. Zaten farklılıklar ve en tatlı ayrımlar da en kolay böyle anlaşılır. Kitap zevkleriyle. Çünkü bu zevkler acısız ve zararsızdır. Her kitap okuru kendi çapında bir münanzaracıdır. Çünkü kendilerine göre en iyi kitap türü kendi okuduklarıdır ve bu tezle diğerlerini de aralarına katmaya çalışırlar. Mesela kardeşim. Onun 'ergenus' dediğimiz liseli karakteri pek okuduğu ve özellikle de sevdiği görülmemiştir. :) Fakat onun bu fikrini usta bir münanzaracı edasıyla Anne Eliot'un kendi çapında klasik olmaya aday kitabı Travma Sonrası Aşk Çarpması kitabıyla yıkmaya kararlıyım.

Kitabı fuardan aldığımızda yapılan birkaç yorum yüzünden okumadan takas etmek veya geri vermek istemiştim. İtiraf ediyorum ne yazık ki yorumlara aldanan bir karakterim var. Konusundan nefret edeceğimi bile bile sırf yorumlardan şans verip kesinkes nefret ettiğim  onaylanmış kitaplar var. Bu kitabı da az kalsın ters yorumlarıyla okumadan es geçecektim ve bence roman aleminin "kendi alanında ve türünde" en başarılı kitaplarından birini kaçıracaktım. Ama iyi ki Pınar'ı dilenmişim diyorum şimdi.

Jess Jordan ve Gray Porter'ı okumak çok büyük bir keyifti. Evet ergenler fakat yaşadıkları bir çok yetişkinin bile kaldıramayacağı kadar büyüktü. Kitabın ana konusu hakkında spoiler vermeyeceğim. Çünkü başkaları yapınca sinir olduğumdan kendimle ters düşmek istemiyorum. Fakat karakterlerimizi size biraz tanıtabilirim sanırım.

Jess Jordan lise öğrencisi ve staj mülakatlarında zorlu bir aday. Depresif bir karakter. Ama öyle böyle değil. New Moon'u okuyanlar Bella'nın Edward'la ayrıldıktan sonraki kabuslarını bilirler işte Jess'in de o kadar şiddetli karabasanları var. Nedenini söylemeyeceğim fakat bence depresyonu gayet mantıklı nedenlerden kaynaklıydı. Yazar o kadar ince noktadan vurmuş ki Jess'e üzülmemek elde değil. Kitabın bir yerinde öylesine içinize işleyen bir yere geliyor ki bir bakmışsınız Jess'en yakın arkadaşlarınızdan birisi olmuş bile. Gray'le olan hallerini okumak arkadaşınızın sevgilisi ile başına gelenleri size gelip anlatması gibiydi. Yer yer mutlu eden yer yer de kıskandıran :)

Gray Porter da Jess ile aynı liseye gidiyor ve aynı staj şansı için kapışıyor. Oğlumuz kızımaza göre daha neşeli bir karakter. Fakat onun kadar da içine kapanık. Biliyorum zıt şeyler ama öyle. Gray'imiz sanki Marcus (Benimle Kal), Alex (Gelin) veya Bones (Mezarla Randevu) karakterlerinin liseli hali. Büyüyünce abileri gibi olacak kesin. Liseli bir karakter ancak bu kadar tatlı, sevimli, kararlı ve aşık olunası yazılabilirdi. Kitabı sevip sevmeyeceğinizi bilemem fakat bu bir gerçek ki Anne Eliot gerçek bir karakter yaratıcısı. Konusu dışında sadece karakterleri bile kendine hayran bırakabiliyor.

Veeee gizli cevherimiz Kika. Jess'in kardeşi. Küçük yaşına rağmen Jess'in en büyük destekçisi. Ablası gece kabuslarıyla yataktan fırlayıp yanına gelince onu teselli edecek kadar kocaman bir yüreği var. Yaşıtlarına göre o kadar şımarıklık ve bencillikten uzak bir karakter ki. Bence Jess ,Kika olmadan benliğini bu kadar kolay geri kazanamazdı. Çünkü ablasına verdiği destek dışında Kika ona Gray'i verdi. Evet belki dolaylı yoldan ama olsun. Sayesinde Jess aşkı Gray ile buldu.

Kitap hakkında söyleyebileceğim son şey yüreğinize bir şekilde dokunacağı. Özellikle de kızların. Nedenini söylemeyeceğim ki merak edip sizde okuyun. Biraz kalın gibi duran bir kitap. Normalde günde 3 kitap bitirmişliğim vardır ki bu da ortalama bir kitabı 4 saatte bitirebildiğim anlamına gelir. Fakat bu kitabı 9 saatte ancak bitirebildim. Sıkıldığımdan değil. Bitecek ve devamı olmadığından Jess ve Gray'den ayrılacak alma  korkusu yüzünden ki bence Anne mutlaka devam kitabı yazmalı. İlk sayfadan itibaren sürekli "işte burda sıkılacağım, evet burası az kaldı" dedikçe kitap aktı gitti. Sizde de aynısı olur mu bilemem tabi.

Son olarak kitap biter bitmez yazarımıza facebook'tan yazı yazdım ve hemen cevapladı. Ben ne yazsam erken ya da geç mutlaka bir cevap verdi. Hatta bir ara "film izliyordum kusura bakma geç cevap verdim" bile dedi. İşte o kadar tatlı biri Anne Eliot. Bunun dışında çevirisi, edisyonu ve kapak tasarımı gayet başarılı. Kapak ilk önce anlamsız gelse de kitabı bitirdikten sonra en azından benim gözümde anlam kazandı. 

Dediğim gibi siz sever misiniz bilemem ama yazar artık takip listemde. Benden kurutuluş yok Anne. Zeynep takipte :D

Puanım:


* * *
Jess Jordanın hayatı yaşadığı bir travmayla altüst olur. Hiç arkadaşı yoktur. Hayatının önemli bir kesitini hatırlayamaz. Geceleri gözlerini her kapadığında hep aynı kâbus onu çığlıklarla uyandırır. Bu yüzden gündüzleri uyumaya çalışır ancak bu şekilde normal hayatını devam ettiremez. Bu durum onu çok yorar. Ancak Jess artık eski hayatına dönmek istiyordur ve bunun için bir plan yapar: Okuldan arkadaşı Gray Porter onun sahte sevgilisi olacaktır. Ama kusursuz olduğunu düşündüğü planı onun karşısına beklenmedik sürprizler çıkarır ve hayatının altüst olduğu o anı hatırlatır...

3 yorum:

  1. Bu yorumdan sonra gel de okuma bu kitabı. Ağzınıza sağlık :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ablamın böyle bir etkisi var dimi :D Bende acayip merak ediyorum :D

      Sil
    2. Kesinlikle canım, yorumu okuyunca listeme ekledim hemen :D

      Sil

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: