GoodReads Puanı: 3.85
Türkçe Yayın: Everest Yayınları
Sayfa Sayısı: 400
Yorumum:
Kitabı bitireli 1 hafta olmuştur. Ancak yorumla fırsatım oluyor umarım hakkıyla yorumlayabilirim. Hem de klasik sayılan bir eser yani işim zor.
Okuma aylarında bu ay Orhan Kemal okuyoruz. Hiç okuma fırsatım olmayan bir yazar olunca daha aya girmeden kütüphanemden kitabımı temin ettim. Aslında seçmek çok zor oldu. Bir sıra kitap, hangisini karıştırsam arka kapağını okusam bu olabilir diye çekiyorum en sonunda rafta 1-2 kitap kaldı onlarda seri diye yani yoksa sırtlayıp götüreceğim :D
En son kararım El Kızı'ndan yana oldu. Bilmiyorum tüm kitapları böyle midir ama çok sürükleyici, okudukça okutan bir kitaba denk geldim. Gerçi ilginç bir yanı da var okuyorum okuyorum olay çok, karakterler saç baş yolduruyor, bir bakıyorum 20-30 sayfa okumuş. Cidden dolu dolu bir kitaptı.
Kısaca konusuna değinirsem. Kitap bir cinayetle başlıyor. İlk dakikalarda adı geçen 1-2 isim var ki bence bunlara dikkat etmek lazım. Sonra benim gibi nasıl ya diyebilirsiniz. Cesedi bulunan kadının parmağındaki çok kıymetli yüzük dikkati çekiyor ve işte olaylar o yüzüğün alındığı günden başlayarak seyrediyor.
Şehrin ismi bilinen avukatlarından Mazhar bey, eşi Nazan için bir yüzük alıyor ve bana göre olaylar buradan sonra yokuş aşağı yuvarlanıyor. Karısına aşık ama gün geçtikçe kusurlarını farkeden bir Mazhar bey, artık saflığıyla insanı çileden çıkaran Nazan, gelinini oğluna yakıştıramayan bir kaynana Hacer hanım, bu insanların arasında büyümeye çalışan çocukları Haldun.
Konudan en ufak bir şey spoiler olacağı için çok değinemiyorum o yüzden bari karakterlere dem vurayım.
Mazhar: Romanın erkek kahramanı. Bana göre en dengesiz karakterdi. Bir kere kitabın başında karısına o kadar aşık biri olarak o kadar çabuk çark etti ki inanamadım. Kadın bilmem kaç yıldır senin karın şimdi mi farkettin be adam. Anan aynı ana, karın aynı kadın. Ben kendisini sevemedim ve sonunda ettiğini buldu ya oh olsun dedim.
Nazan: Hani ben bazı kadın karakterlere sinir olurum saflıklarından alttan almalarından dolayı. İşte Nazan kat be katı. Kitap yazılalı bile 58 yıl olmuş, olayların başlangıcı çok daha eskisi. Okurken yadırganacak bir yanı yok aslında. Ana-babası olmayan, okumamış, tabiatı itibariyle sessiz ve mülayim bir kadın. Ama onca yıl o kaynana yanında hiç mi değişmez insan. Üzüm üzüme baka baka derler. Fıtık oldum ya kadını okurken. Hele evinden ayrıldıktan sonra başına gelenler. Hani sanki içinde varmış hatunun, istemem yan cebime koy. Tam anlamıyla 2 eksik 3 fazla durumu vardı ki baştaki tüm düşünceleri yalanlar nitelikteydi.
Hacer hanım: Ah ah yok böyle bir kadın. Peygamber sabrı olanı bile katil eder. Kadın başını seccadeye koyarken bile kafasında hinlikler yalanlar. Bilemiyorum yazarın tarzı mıdır sanki biraz gözümüze sokmuş gibi bu durumu. Aslında benim hoşuma da gitti. Zamanın kadını çarşaflı, namazında niyazında ama öyle yazmış ki şeytanı yolundan saptırır. Sonunda biraz oh çeksem de az daha sürünse içimin yağları erirdi :D
Haldun: Zavallıcık arada kalan, yarı yolda bırakılan, umursanmayan o oldu. Neyse ki sonunda iyi yere denk geldi yoksa bu aileyle mafyaya falan katılması kaçınılmazdı.
Kitabın sonunu çok sevdim. Gözlerim dolarak okudum. Baştaki kısımla bağlantıyı kurunca da uzun bir aaaa nidası çıktı ağzımdan. Ne olursa olsun ana. Şimdi yazarken bile doldu gözlerim pes yani.
Uzuuun yazımı okumaktan sıkılanlar için kısaca beğendim kitabı. Uzun süre akılda kalacak bir kitap. Ne varsa eskilerde var zaten. Bir de filmi olduğunu öğrendim ki nasıl bulur da izlerim diye kara kara düşünüyorum. Kitap hakkında daha fazla özet isteyenler içinde bir link bırakıyorum. Daha detaylı yazılmış. Ben küfür yememek için yazmadım isteyen okusun :D
Puanım:
* * *
Toplumsal alanda bireyin tüm yönlerini ustalıkla dile getiren Orhan Kemal, yalnızca sokaklarda ekmek kavgası veren insanları değil, evlerin içinde süren aile çekişmelerini de en iyi anlatan yazarlardan biridir. Orhan Kemal'in ev içi yaşamlara ilişkin yazdığı en yetkin kitaplardan biri olan El Kızı, toplumun aile içindeki yansıyışını da mükemmel biçimde ele alır.
Bu kitabı görünce yıllar öncesine gittim.Liseye giderken okumuştum ve sabaha karşı 3 gibi bititrmiştim ve çok ağlamıştım.Kitabı bitirdiğim günü unutamıyorum çünkü ilk defa bir kitap beni bu kadar etkilemişti.Kitap aklıma gelince yine içim sızladı.Unutamadığım ender kitaplardan birirdir.Bu kitabın dizisi de izlemiştim.Trt'de oynamıştı ve başrollerinde Perihan Savaş oynamıştı...
YanıtlaSilDizi de mi vardı. Çok merak ettim. Kitap çok güzeldi. Ben de aynı şekilde kötü oldum sonunda.
SilBen biraz geç kalmışım :( RNG okumuştum ama hepsine yetişemedim. Artık tadını almışken devam etmek şart oldu (:
YanıtlaSilben de yazar aylarında bu kitabı okudum..gerçekten bir solukta bitti :) sizin karakterler hakkında tek tek yazdığınız kısımları sevdim :) takipçinizim keyifli okumalar :)
YanıtlaSilTeşekkürler, bende takiçinizim.
SilKütüphaneden almama rağmen klasik olarak saydım kitabı, tesadüf olmuş (: