GoodReads Puanı: 4.57
Yorumum:
Kürk Mantolu Madonna'yı okumak çok ilginçti. Kitap çok ince görünmesine rağmen barındırdıkları açısından hemen yenilip yutulabilecek bir kitap değil. Elime aldığımda bırakması zor, bıraktığımda alması zor oldu.
Anlatım ve karakterler açısından tam özlediğim gibiydi. En son ne zaman karaktere böyle yoğunlaşan bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum. Maria Puder adını kitabı okumadan çok önce duymuştum ve açıkçası daha fazla beklentiye girmiştim. Bana göre ne bir aşk kitabıydı ne de Raif'ten başka birine yoğunlaşmak imkansızdı. Çünkü tamamen onun yalnızlığını, insanlardan elini eteğini çekmesini anlatıyor. Günlük olduğundan bunu anlamak çok kolay diye düşünüyorum. Her ne kadar onun ağzından dinlesekte her şeyi, belki bu açıdan bir eksi kazandırdı gözümde. Maria ne kadar Raif'in gözünden anlatılsa da, Raif dışarıdan anlaşılamayacak kadar karmaşık bir insanken onun gözünden gördüğümüz Maria'nın sadece varsayım olmadığını nereden bilebiliriz. Tek taraflı bakış açısının tek bir kişiyi tanımaya yaradığını düşünüyorum ve bu beni yine aynı yere getiriyor. Tamamen Raif'in hikayesi bu kitap. O yüzden aşk kitabı diyemiyorum. Tabi ki Maria güçlü bir kadın. Özellikle geçtiği tarihlerde.
Kitabı gerçekten beğensem de mükemmeleştiremiyorum. İlk olarak sonunu bilerek okumak son sayfaları çevirme isteğimi öldürdü. Ve tahmin edilebilir olaylar. Gerçi bunu yine döneme bağlayabiliriz. Ve Raif'e kızdığım yerler de üstüne tuz biber ekti. Kimbilir belki onu gerçekten anlayabilmek için onunla tanışmak gerekir.
Değerlendirmeme gelirsek;
4 - Kesinlikle geçer not aldı...
Ben susayım alıntılar konuşsun.
Alıntılar için tıklayınız...
* * *
"Her gün, daima öğleden sonra odaya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum 'Kürk Mantolu Madonna'yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum."
Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.
Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
güzel.. çoook teşekkür ederim
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil