Perşembe, Ağustos 01, 2013

Jennifer L. Armentrout - Oniks (Yorum)



Orjinal Adı: Onyx
Seri Bilgisi: Lux #2
GoodReads Puanı: 4.45
Türkçe Yayın: Dex
Sayfa Sayısı: 396
Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım




Yorumum:

Yoruma başlamadan küçük bir not: Bu seriyi çoook sevenlerin okumamasını tavsiye ederim (:

Hani bazen olur ya sevmediğin bir yemeği yersin. Daha doğrusu yemeye çalışırsın ama lokma boğazında büyür büyür, bir su verin la dersin ancak yutarsın ya maalesef bu kitapta gözümde öyle. Yahu bitmek bilmiyor. Uzunluğuna lafım yok ama ah bitmeseydi keşke dedirten değil de bitse de gitsek diyen bir uzunluk bu.

Birçok kişinin bu seriyi sevdiğini de biliyorum. Ama bana kalırsa Deamon ve Dee olmasa okunacak bir kısmı yok, ki bu kitap da Dee çok az olduğu için ilkinden daha da az sevdim.

Mesela bu kitap bitince aklıma şu geldi: Bunca insan nasıl Daemon hastası olmuş. Daemon kötü olduğu için değil aksine çok iyi, kitabın okunabilir tek kısmı ama o kadar az geçiyor ki hayret ediyorum. Erkek kahraman mı? Yoksa figüran mı? Hani teşekkürler kısmında yazar editörüne teşekkür etmiş ya daha fazla Daemon koymam için ısrar etti diye, şunu düşünüyorum; Aman Allah’ım bundan da mı azdı Daemon. Ve lütfen sonraki kitapta daha çok ısrar etmiş ol Liz, biz arkandayız. Bende Daemon fanı olmak isterdim ama maalesef şuncacık yerle olamıyorum!
Bu resmi görünce aklıma Deamon geldi. Çocukcağız daha ne yapsın,
sürekli benden etkilenmiyorsun diyen bir şaşkın varken 

Bir başka takıldığım nokta da böyle potansiyeli olan bir konuyu nasıl böyle sıkıcı hale getirebilirler, bu nasıl bir üstün başarıdır. Acaba nasılsa bu seriden bana çok para çıkar hepsini tek kitapta harcamayayım düşüncesi mi? Şimdi okumayanlar için spoiler olmasın diyorum -gerçi herhalde okumayan çok az kişi kalmıştır- ama bir şeylere değinmeden açıklamak zor. 

İlk 100 sayfası çok sıkıcıydı benim için. Ondan sonra tam Blake işin içine girdi, Katy ile ilgili bir şeyleri açıklığa kavuşturmaya başladı, bana bunlarla gel demeye başladım, haydee yine aynı moda döndük. Sürekli aynı şeyler. Blake’le görünür, Daemon kıskanır, Katy bön bön bakar. Ve bu her seferinde aynı, şaka gibi! Bu kız ki içinden o kadar çok konuşuyor ki kafam şişiyor, bir çıkıp da durumu açıklamayı başaramıyor. Arkadaşım gerçek misin sen? Hayır, Daemon’u gördüğü her seferinde istisnasız nasıl yandığını, nasıl tutuştuğunu, nasıl hissettiğini 2,5 sayfa anlatabiliyorsun da küçücük şeyleri mi anlatamıyorsun. Ve baya da bir karşılaşıyorlar. Daemon için nasıl yandığını anlatmasından, Daemon’u okuyamadık be. Menzile girdiği her seferinde ensesinin karıncalanmasını, Daemon ya da Blake’e dokunduğunda oluşan statik elektriği 1500 defa falan okudum sanırım :/

Bunları göz ardı edebilirdim tabi ki, mesela Dee ilk kitaptaki gibi çok geçseydi. Kızı 2-3 yerde adam gibi gördük onlarda da ya tıkınıyordu ya da öpüşüyordu. Bu kadar fazla doz Katy bana cidden ağır geldi.

Sevdiğim yerlerde vardı ki bence kitabın yıldız sahneleriydi. İlki Katy’nin blog videosu çektiği kısımdı. Ona gerçekten bayıldım işte. Diğeri de sondaki Adam sahnesi. Baya bir etkiledi beni. Ve son olarak az buçukta son kısımdaki Daemon’un bakış açısı. Ama şunu da söylemeliyim. 400 sayfa kitapta bula bula, çocuğun zaten en açık olduğu sahneyi bir de Daemon’un açısıyla anlatmış. Ne gereği vardı? Daha güzel bir kısmı, mesela sonunda Will’le olan kısmı anlatabilirdi. İlla ki oynaştıkları kısım mı olmalıydı, peh!

3. kitabı uzun bir süre okumayı düşünmüyorum. Zaten sonunu da biliyorum ve duyduğumda göre tek aksiyon da o kısımmış. 4 çıkınca sadece diyalogları ya da Daemon’lu kısımları okuyarak geçiştirmeyi planlıyorum. Umarım sonraki kitaplarda az laf - çok iş moduna geçmeyi başarabilir. Burada keseyim yoksa kaptırıp daha fazla yazacağım.

Ve unutmadan, bloglara ve kitaplara bu kadar takıntılı bir kızın bu kadar az kitap okuması da çok ilginç. Koca kitapta 1 taş çatlasın 2 yerde gördüm. Fırsatı olmadı demeyin bende bir kitap kurduyum :P

Beni bundan sonra ya yetişkin fantastik ya da tarihi aşk romanı paklar, ancak kendime gelirim :D


Ayrıcaaaa;

15 puan: Kendisi dışında herkesin o kitabı okuduğunu düşünüp sonunda o kitabı kendisi de okuyanlara.


Değerlendirmeme gelirsek:

2.5 / 3 -  Nötrüm, okusan da olur okumadan da...



* * *


Daemonla aramızda bir uzaylı bağı olmasının muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon (kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi kasabada.


Eğer Daemonın yapabildiklerini keşfeder ve benim de onunla bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun için (sanki mümkünmüş gibi) Daemona yalan söylemeli ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!

Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.


Ultra yakışıklı ve ultra odun Daemon Black geri döndü!

Lux serisi, OBSİDİYENden sonra 2012nin en iyi genç yetişkin kitabı seçilen ONİKS ile tam gaz devam ediyor. Daemona karşı koymanın imkânsız olduğunu artık siz de çok iyi biliyorsunuz...

2 yorum:

  1. çook çok doğru noktalara değinmişsin :)
    Katy den bıktım yani okurken.
    Daemon yoktu ki kitapta azıcıktı yani.
    Katy ve bol bool Blake vardı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler (:
      3 de böyleyse ne olacak bilmiyorum vallahi :D

      Sil

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: