Kızkafası, fuar dönemi çıktığını öğrendiğim bir kitaptı. O hengamede çıktığını bile farketmemiştim ki arkadaşımın şöyle şöyle bir kitap var demesiyle inceleme imkanı buldum. Hem yazar hem de kitap ismi ilginç olunca dikkatimi çekti. Ehh tabi var olan gizemli durumda oldukça ilgimi çekti.
Konusundan bahsetmek istemiyorum; tur boyunca arkadaşlarım değindiler zaten.
Kitabım aslında biraz geç kaldı. Son dakika bitirebildim. Biraz tereddüdüm de vardı. Arkadaşlarım spoiler vermemek adına konuşmalarımızda çok açık olamıyorlardı. Onlar için zor bir durum olduğu kadar benim içinde kötüydü. Neyden bahsediyorlar yahu derken meraktan çatlayacaktım. Ama tabii ki bu gecikme hevesimi de kaçırdı. Bir ara yetişemeyeceğim diye korktum. Ancak neyse ki okuması kolay bir kitap olduğundan bugün zorlanmadan bitirdim.
Bu kadar geyik yeter. Şimdi gelelim kitapla ilgili düşüncelerime. Öncelikle ben duygu ağırlıklı kitapları sevmediğim için anlatılan olaylar zincirini sevdim. Çoğu kişi daha derine inmek isterken ben çoğu kitapta -yani gerekmiyorsa- bunu aramam. Daha çok aksiyon insanıyım. Tabii ki buradaki aksiyon damlardan atlama değil. Ancak Kızkafasının başına o kadar çok şey geliyor ki, deyim yerindeyse olaysız günü yok.
O sebepledir ki Narcus'u ve onu anlattığı yerlerden hoşlanmadım. Bir erkeğe bu kadar bağlanmak, onun tavırlarına katlanmak bana göre değil. Hani karşımda olsa iki tane çakardım o derece irrite bir karakter. Eh yani kızımızın yaklaşımını da sevmedim.
Bunun dışında genel tepki olan argoya bende katılacağım. Bu derece argoyu sevmiyorum. Bir yandan şuna takıldım çünkü ben. Kızımızın ağzı ne kadar bozuk olsa da aslında aşırı tepkiler veren biri değil. Sadece ağzında var gibi. O zaman da takılıyorum ben. Bu kadar argodan sonra o parmaklara bir saç dolanmalıydı yani. Hani hak eden bir sürü de kişi geçti kitabın içinde. Ben okurken sinir oldum, karşımda olsalar ne olurdu bilemiyorum.
Dediğim gibi bayaaaaa olaylı geçen bir 4 sene yaşamış kızımız. Bazı yerlerde yok artık dedim. Hani insanın karşısına bu kadar mı sütü bozuk insan çıkar. Acaba kurgu olan kısımlar hangileriydi diye merak ettim. Ya da hepsi gerçek miydi?
Bu kadar gizemin ardından biraz daha farklı bir kitap beklemiştim. Onu karşıladı diyemem ama rahatsız edici, aman nereden okudum bitmedi gitti dediğim bir kitap olmadığından benim için oluru vardı. Son kısımdaki bazı siyasi kelimelerin katılmasından hoşlanmadım gerçi ama artık sonuna geldiğimden göz ardı ettim.
Sözün özü, okuma serüvenim için değişik bir esinti oldu Kızkafası. Yazarımız tur boyunca çokta ilgiliydi. Başarılarının devamını dilerim (: