RAINTREE: CEHENNEM - LINDA HOWARD
Raintree Klanı tarafından bozguna uğratılmalarından iki yüz yıl sonra Ansara büyücüleri, bu en amansız düşmanlarının karşısına bir kez daha çıkmaya hazırlanıyorlardı. Dante Raintree bir kral olarak klanını korumak zorundaydı ama karşısına çıkan Lorna Clay sadece yüreğini değil, neredeyse klanına duyduğu sadakati bile sarsacaktı. Lorna’ya güvenemediği gibi ondan uzak da duramıyordu.
Reintreeler, doğaüstü güçlere sahip olmalarının yanında, modern hayatın içinde yaşıyorlardı. Bu savaş, klanın sadakat ve ilişkilerini test edecekti.
Düşmandan gelen ilk darbede her zaman hükmettiği ateş bu kez onu yeniyordu. Dante, klanıyla birlikte, galip çıkamayabilecekleri bir kavgayla yüzleşmek zorundaydı.
NORA ROBERTS – GİZEMLİ KOMŞU
Çalışırken yanında birinin olması Cybil’i rahatsız etmezdi aksine o bundan hoşlanırdı. Sessizliği ve yalnızlığı seven biri değildi. Bu yüzden de New York’ta yaşamaktan, meraklı ve gürültücü bir avuç komşunun bulunduğu küçük bir apartmanda oturmaktan hiç şikâyeti yoktu. Bu tip şeyler onu hem kişisel olarak tatmin ediyor hem de mesleğine malzeme oluyordu...
Adamın adı, Preston McQuinn’di ve gizemli biri olduğunu düşünmezdi. Sadece yalnızlığı seven biriydi ve dünyanın en kalabalık şehirlerinden birine sürüklenmesinin nedeni de bu yalnız kalma arzusuydu. Saksafonunu kutusuna koyarken, kısa bir süreliğine bu şehirde olduğunu düşündü. Connecticut’ın kayalık sahilindeki evinin tamiratı iki ay içinde bitecekti. Çoğu insan bu evin, onun kalesi olduğunu düşünürdü ve Preston için bu çok normal bir durumdu. Bir erkek, kendi kalesinde, yalnız başına, huzur içinde yaşayabilmeliydi...
LYNNE GRAHAM – BEN SENDE TUTUKLU KALDIM
Bir şeyhin hareminde tutsak kalmıştı! Tilda, Bakhar Veliaht Prensi Rashad’la yaşadığı kısa ilişki için çok pişmandı. Ancak fakir ailesinin ona yüklü miktarda borcu vardı. Rashad şimdi ona şantaj yapıyordu. Tilda bu borcu en kısa sürede ödemeliydi. Onun cariyesi olarak.
Çok geçmeden, Tilda, onun çöldeki krallığında bir tutsak olmuştu. Rashad, onu halka kadını olarak tanıttı. Bakhar kanunlarına göre artık sonsuza kadar birbirlerine bağlanmışlardı. Karı-koca olarak!
CHRISTINE MERRILL - KONAĞIN YENİ DÜŞESİ
Miranda’nın içinde, karşı koyamadığı bir ateş yükselmeye başlamıştı. İlk kez bir erkekle bu kadar yakınlaşıyordu ve bedeni buna karşı koymayı bir türlü beceremiyordu. John, dilini, onun dudaklarının arasına sokmaya çalıştı. Miranda artık bundan geriye dönüş olmadığını biliyordu ve dudaklarını araladı. Ancak John’un tavrı vahşileşmeye başlamıştı. Elleri Miranda’nın en mahrem yerlerine uzanmaya çalışıyor, onu istemediği şeyler yapmaya zorluyordu. Miranda’nın bir anda aklı başına geldi. Onu iterek kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Ancak John’un onu bırakmaya niyeti yoktu. Onu daha da sıkı tutmaya başlamıştı. Miranda, tüm gücüyle onu itti. Genç adam dengesini kaybederek yere düştü. John, başını kaldırıp, Miranda’ya baktı. Gözlerinde şeytani bir parıltı vardı.Miranda koşarak odasına girdi ve kapıyı ardından kapatıp anahtarı kilidin yuvasında çevirdi. Koridorda ayak sesleri duyuluyordu.
LYNNE GRAHAM – SİCİLYA TARZI İNTİKAM
Sicilya tarzı intikam mı, aşk mı?
Sicilyalı sanayi devi Leone Andracchi, kız kardeşinin intikamını almak amacıyla, güzeller güzeli Misty’i silah olarak kullanmaya karar vermişti. Nasıl bir erkek, intikam uğruna, bir kadını duygusuz, cansız bir obje gibi kullanıp bir kenara atabilirdi ki? Son derece zekice ama duygusuzca yapılmış olan bu plan başarılı olacak mıydı? Ama bu Sicilyalı muhteşem erkeğin öngöremediği bir şey vardı: Aşk!
LYNNE GRAHAM – AŞKIN VARİSİ
Bir şeyhi şantajla evliliğe zorlamak…
Veliaht prens Jaspar al-Husayn, Frederica’nın kuzeninin ölümünden sonra, toparlamaya çalıştığı hayatına birden dalıp yeğenini ülkesine götürmek istediğinde Freddy, sevgiyle bakıp büyüttüğü çocuktan ayrılmayı öyle kolay kabul etmeyecekti. Cesur yanı Beny’nin kaçırılması karşısında öyle hiçbir şey yapmadan durmamasını söylüyorsa da mantıklı tarafı onu geri almak için tek yol olduğunu biliyordu: Jaspar ile evlenmek!
CATHERINE MANN – ŞANS BONCUKLARI
Duarte cep telefonunu Kate’e uzattı. Ben hazırlanana kadar görüşmen bitmiş olsun.” Sonra sakince, üzerindeki robun kuşağını çözdü. Kate şaşkınlıktan neredeyse dilini yutacaktı. Duarte robu çıkarıp kenara bıraktı. Kate karşısında beliren muhteşem vücudu görünce bir an nerede olduğunu unutacak gibi oldu. Duarte’yi izlemekten kendini alamıyordu. Kate dikkatini elindeki telefona vermeye çalışarak kız kardeşinin numarasını tuşlayarak hoparlörü ayarladı. Jennifer’ın tedirgin sesi duyuldu. “Alo? Kimsiniz?”
CATHERINE MANN – ONCA ACIDAN SONRA
Bebeğin babası o olamazdı, mümkün değildi bu!
Carlos Medina, asla çocuğu olmayacağını çok iyi biliyordu ama Lilah Anderson, birlikte oldukları gece hamile kaldığını iddia ediyordu. Carlos bir prense yakışacak şekilde onurlu davranarak bebeği kabul etmeye karar verdi. Carlos onunla evlenmek istiyordu ama Lilah ondan aşkını da istemekle fazla şey mi bekliyordu?
JANE PORTER - HATALI SEÇİM
Prenses Emmeline, gerçek aşkı bulduğunu sandığı adamın ihanetini görünce neye uğradığını şaşırmıştı. Karnında bebeğiyle ortada kalmış, reddedilmiş ve aşağılanmıştı. Parıltılı hayatını bırakmış ve benzeriyle yerini değişerek yeni bir kişiliğe bürünmüştü. Şeyh Makin El-Kuri’nin asistanıydı artık. El üstünde tutulan prenses gitmiş, yerine basit bir sekreter gelmişti. Peki ya Şeyh, onun utanç dolu geçmişini öğrenince ne olacaktı?
LUCY MONROE - İDEALLER UĞRUNA
Şeyh Asad, mirasına sahip çıkmak üzere krallığına döner. O kolalı beyaz gömleğinin altında bir çöl savaşçısının kalbi atmaktadır! Iris Charpenter’ın tanımakta zorlandığı bu adam, altı yıl önce olduğundan daha muhteşem ve daha da fazla tehlikelidir. Özellikle de bakışları vahşî çöl güneşinden daha beter yakarken…
LUCY MONROE – EVLİLİK PAZARLIĞI
Ariston başını ona doğru eğdi. “Merak ediyorum,” dedi. “Dudaklarının tadı, hâlâ iki sene önceki kadar tatlı mı?” Chloe'nin verecek bir cevabı yoktu. Eskiden olduğu gibi tadı aşk gibi miydi? Bu öpücük acıtır mıydı yoksa iyileştirir miydi? Hayatına devam etme isteğinikolaylaştırır mıydı yoksa zorlaştırır mıydı? Ariston’un dili Chloe’nin dudaklarının üzerinde hafifçe gezindi, kendine bir yer arıyordu. Chloe’nin zihninde çığlıklar vardı, bu çok tehlikeliydi ama artık çok geçti.
MELANIE MILBURNE – PIRLANTALARIN BEDELİ
Mario’nun parmağı kadının çenesinden dudaklarına doğru ilerlemekteydi. Sabrina her bir hücresinin bu dokunuşa tepki vermesinin çaresizliğini yaşamaktaydı. “Haydi ama bu doğru değil, Sabrina?” Mario’nun ses tonu, içinin ürpermesine sebep olmuştu. “Bu yumuşaklığı tatmak istemeyecek bir erkek olabileceğini düşünemiyorum. Bana kendini sunduğunda ne kadar baştan çıkarıcı olabileceğini kendi gözlerimle gördüm. Tadı damağımda halen...”
MARGARET WAY - GEÇMİŞİN BAĞLADIKLARI
Bir Baron ve hiç tanımadığı varisi… Şimdilik!
Cate Hamilton ve Ashe Carlisle, yedi yıl önce karlarla kaplı güzel bir İngiliz taşrasında, birbirlerine umutsuzca âşık oldular. Ancak baronluk unvanını devralan Ashe, artık Cate’in dünyasına ait değildi. Kalbi kırılan Cate, Avustralya’ya döndüğünde, hiç bilmediği bir sırrı da beraberinde taşıyordu. Sidney’de yolları yeniden kesiştiğinde, ikisi de derin aşklarını inkâr edemeyeceklerdi.
NIKKI LOGAN - KAYIP GİZLİ MEKTUP
İki ailenin hayatını değiştiren gizli bir mektup… New York’tan Teksas’a yolculuk...
Eski bir balerin olan Eleanor Patterson, tüm hayatının bir yalan olduğunun farkına varır. Gerçeği öğrenmek için Larkville’e doğru yola koyulur. Şerif Jerry Jackson, bir sığır sürüsünün ortasından kurtardığı bu kadının çekim gücünden nasibini alacaktır. Her ikisi de geçmişlerinden gelen katı kurallarına rağmen birbirlerine şans vermek isterler...
Nora Roberts'in eski baskısını okumuştum ve tek kelimeyle mükemmeldi. Kitabım olmasa koşa koşa alırdım. Linda'yı da ne kadar beklediğimi yedi cihan öğrendi sanırım artık :D
Bu ay bizleri yine süper kitaplar bekliyor.