Cuma, Şubat 06, 2015

RKBT 3. Gün || İlknur Birdal "Satılık" || Yorum


Künye
Orjinal Adı: ---
Seri Bilgisi: #1
GoodReads Puanı: 3.60
Türkçe Yayın: Postiga Yayınları
Sayfa Sayısı: 472
Çevirmen: ---
Puanım: 5/3
Kitabın Mottosu: Sen benim başıma gelen en güzel yanlıştın

Yorum:

Turumuzun 3. gününden herkese merhaba. Bugün çıktığından beri merak ettiğim Satılık kitabını yorumlayacağım. Ama nasıl olacak bilemiyorum. Niye derseniz çoook uzun yazasım var ama kendimi tutmalıyım.

Hüzün 17 yıllık hayatında onca acı biriktirmiş, çekmediği zorluk kalmamış, en sonunda bir bara satılacak kadar durumlar yaşamış, deyim yerimdeyse ismi gibi Hüzün dolu bir yaşamı olan kızımız. Düştüğü barda karşısına Devran çıkıyor ve ikisi için de tatsız olan bir başlangıç yapıyorlar. Okumaktan çok rahatsız olduğum o durum mu yaşanacak derken, olaylar değişik bir seyirde izlemeye başlıyor ve hem Devran için hem de Hüzün için, onları aşka sürükleyen bir yol başlıyor.

Bu kadar olaylı bir kitabın konusundan bahsetmek o kadar zor ki. A desem spoiler olacak gibi geliyor (: O yüzden konuya değinmeden düşüncelerimi yazmak istiyorum.

Kızlarla hem fikir olduğumuz bir konu var ki çok olaylı bir kitaptı. Bol aksiyonlu bir film izlemek gibiydi. Bölüm sonlarına geldiğimde bırakmak çok zor oluyordu. Aynı zamanda yine çok sevdiğim bir şey vardı ki; yan karakterler. Aslında onlara yan karakter demek ne kadar doğru bilmiyorum. En az Devran ve Hüzün kadar yer alıyorlardı kitapta. Emir, Asi, Umut, Aysel, anneler, babalar, düşmanlar... Ne ararsan vardı. Hatta çok sevdiğim bir durum olmasına rağmen benim bile kafam karıştı zaman zaman.

Amma velakin sevdiğim kadar hoşlanmadığım bazı durumlar da oldu. Mesela redaksiyon. Biz söylemekten bıktık ama yayıncılar yapmaktan bıkmadı. Çok istikrarlılar ama bu konuda haklarını yememek lazım (:

Tamamen kişisel bir tercih olmakla birlikte isimler de sıkıntı yaptı. Asi, Afra, Asel gibi isimler anlam olarak güzel olsa da benim hoşlandığım tarzda değil. Sürekli isimler konusunda yazarım bunu yazmamak olmaz. Ayşe Fatma olsun bizden olsun :P Ama diyorum ya bu kişisel bir tercih.

15 sayfa sevdiceğinin gözlerinin güzelliğini anlatan kitapları sevmeyen biri için bu kitap bulunmaz nimet oldu ayrıca. Ha biraz burada da vardı o durumlar inkar edemem ama o kadar aksiyon vardı ki hoş görülebilir. İşte bu aksiyonun tek eksisi ilerleyen bölümlerde de onu aramamızı sağlaması. İlk kısımlar (300 sayfa kadar) daha çok hoşuma giderken sayfalar ilerledikçe biraz uzatılmış gibi geldi. 

Yüzyüze görüşme ve kitabımı imzalatma fırsatı yakaladığım yazarımızın gelecek vaat eden bir kalemi var bence. Bundan sonraki hikayelerini de yakın takibe alacağım. Kendisine başarılar diler, Poyraz'ı özellikle beklediğimi belirtmek isterim (: 


Arka Kapak
Her aşk kendi sınavıyla cebelleşir.
Devran ve Hüzün...
Onların yolu bir bar kapısında kesişti. Kader hiç ummadıkları anda, hiç ummadıkları bir yerde onları bir araya getirdi. Hayatın karşısında yeteri kadar kırılan kalpleri yeni bir serzenişi daha kaldırabilecek miydi?
Hüzün'ün korumak istediği kalbi, Devran'ın hayatını karmaşalar içine sürükleyen sırları vardı. Pis bir barın üst katında sahip olduğu kızın hayatının bilmecesi olacağını hiç hesaplamamıştı. 
Sırlar ortaya çıktıkça değişen hayatlara, her aşkın kendi içinde verdiği savaşlara şahit olacaksınız.
"Sana sahip olmak hayatımda yaptığım tek doğruydu. Söylemesi biraz tuhaf olsa da, hayatım boyunca satın aldığım en güzel hediyesin."
"Sen benim başıma gelen en güzel yanlıştın. Seni Seviyorum Devran... Mutluluk benim için senin dudaklarının arasında ve sen bu gece sadece beni sevdiğini fısılda..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: