Salı, Eylül 10, 2013

RKBT 3. Gün || Köpekler Hakkında Her Şey || Can Dostumun Yolculuğu (W. Bruce Cameron)





400 ırk ve bu sayı artmaya devam ediyor.



Köpekler ırk ve davranış açısından gezegendeki diğer tüm türlerden daha çok çeşitlilik gösteriyor.



Günümüzdeki ırkların %80’i bundan 130 yıl önce yoktu.




19. yy Avrupa’sında köpek ırkları bir anda patladı. Köpekler orta sınıfın yeni bir statü sembolü oldu ve özel yapım köpek modası başladı. Bu bir orta sınıf hobisine dönüştü.  Ve 19. yy ortalarında köpek merakının ilk belirtilerini görüyoruz. İnsanlar ıkları seçiyor ve bu köpeklerin hangileriyle çiftleşeceğini kontrol ediyordu. Böylece her ırkı diğerinden ayrıştırmayı denediler. Bu günümüzdeki modern türlerin hızla çoğalmasına neden oldu. 19. yy. Doberman Pinscher’ı, Bulldog’u, Bull Terrier’i üretti. Bu cinsler bu dönemde yaratılan yüzlercesinden sadece üçü.









Köpekler doğduklarında yürüyemez, göremez ve duyamazlar. Ama koku duyularını kullanarak annelerini anında bulurlar ve emmeye başlarlar.





Çoğu hayvan köpekten daha iyi duyar. Çoğu insanın gözleri daha kuvvetlidir. Köpeklerin üstünlüklerini ilan ettikleri alan koklama duyusudur. Bizim 5 ile 10 milyon koku alma reseptörümüze karşın 220 milyon reseptörü bulunan köpeğin koklama duyusu bizimkinden oldukça iyidir.


Tıp araştırmacıları köpeklerin kişinin nefesini veya idrarını koklayarak belli kanserlerin kokusunu alabildiklerini keşfettiler. Bazı çalışmalarda köpeklerin kanseri erken teşhis etmedeki başarısı röntgeni ve bilgisayarlı tomografiyi geride bıraktı. Bu araştırmalar hala deneysel ama kanser savaşında umut vaat ediyorlar.




Hassas koku alma yeteneği köpeğin burnundan ve beyninden kaynaklanıyor. 

Köpeğin burnundaki nem koku moleküllerini yakalar. Burun delikleri kokuyu içeri çekmek için açılır. Köpeğin burnu aynı anda birkaç farklı kokuyu alabilir. Köpekler manzarayı aynı bizim gözlerimizle yaptığımız gibi burunlarıyla inceler.




Dünyanın dört bir yanında zor durumda kalan insandan yasadışı uyuşturuculara ve patlayıcılara birçok şeyi koklayarak bulmaları için keskin burunlu köpekler üretiliyor. Dr. Sulimov tarafından yaratılan ve Sulimov diye bilinen köpekler özel bir amaçla yaratıldılar. Patlayıcıları teşhis etmek. Onlar eşsiz bir ırk.





Köpekler yılda iki kez yavrulayabildiği için mutasyon çok hızlıydı. Her yeni doğumla birlikte özellikler güçleniyor.




Irk iyileştirilmesi deneyi sorunlara yol açtı. Ve genetik hastalıklarda hızlı bir artışa neden oldu. Örneğin Dalmaçyalılarda istenen siyah beneklerin altındaki beyaz kürkü oluşturan gen sağırlığa neden olan bir genetik mutasyonla bağlantılı. Kanser, körlük, epilepsi insanların köpeklerle paylaştıkları hastalıkların sadece birkaçı. Binlerce yıl aynı ortamı paylaşmanın bir sonucu.




Çoğu köpek doğuştan diğer hiçbir hayvanda olmayan bir zekâya sahip gibi görünüyor. İnsanları kolayca taklit etmek, hareketleri tekrarlamak, bir insanın liderliğini izlemek. Miklosi’ye göre taklit kültürün temeli. Bir kuşaktan diğerine bilgi bu şekilde aktarılıyor. Köpeğin taklit becerisi yadsınamaz bir iletişim biçimi.





Köpekler insana hizmet etmeye heveslidir. Öğrenme işinde çok iyiler. İletişim içinde her zaman insanlardan ipucu alabiliyorlar.





Bir hevesle alınan köpekler terk edildiğinde üzülüyor ve depresyona giriyor. Veteriner hekimler barınaklara bırakılan köpekler için şunu diyor. “Barınağa gelen insanları sahipleri sanarak üzerlerine atlıyorlar, sahiplerini göremediklerinde de hayata küsüyorlar. Yani insanlar hayata nasıl küsüyorsa köpekler de aynı şekilde hayata küsüyor. Köpekler de insanlar gibi terk edilmiş duygusunu yaşayarak mutsu oluyorlar. Burada gözlemliyoruz, terk edilen köpekler psikolojik sorunlar yaşıyor, kıyıda, köşede hareketsiz yatarak sahiplerini atıyorlar,” diyor.



İnsan elinin değdiği çoğu şeydeki tahribat maalesef hayvan dostlarımızda da görülüyor. Buraya yazamadığım daha bir çok durum var. Psikolojik rahatsızlığından dolayı her gün ilaç almak zorunda alan köpeklerden, doğuştan görme yetisi olmayana kadar bir sürü örneği var. Gün geçtikçe hayvanlara yapılan zulüm artarken bu yazıyı yayınlamak benim için ayrı bir anlam taşıyor. Unutmayalım; onlar sadece sevilmeyi istiyor, sadece sevilmeyi...


(Çocuklara, gelecek nesillere hayvan sevgisini aşılamayı unutmayalım lütfen. )






2 yorum:

  1. Seni burada mimledim, istersen soruları yanıtlayabilirsin :D http://oburkitaplik.blogspot.com/2013/09/mimlenmisim.html

    YanıtlaSil

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: