Bana Şans Dile etkinliğimizi takip eden herkes, merhaba!
Uzunn bir aradan sonra bloga yorum girmek, üstelik böyle bir kitapla dönüş yapmak mükemmel ötesi bir duygu. Bu kitabın, ‘böyle bir kitap’ olma nedenlerinden bahsedeyim öncelikle. Evet, evet bu upuzun bir yorum olacak, herkes emniyet kemerini bağlasın (:
Sinem Akça, ilk kitabı çıktığından beri takip ettiğim, yerli yazarların böylesine çok olmadığı bir döneme –iyi ki– denk gelen bir isim. Açıkçası ben daha kitap çıkmadan, hatta kitap olacak haberi çıkar çıkmadan bu kitabı seveceğimi biliyordum. Tabii ki yazarım beni şaşırtmadı ve 450 sayfasını da su gibi içtiğim bir kitap yazarak ne kadar haklı olduğumu gösterdi, orası ayrı.
2.5 yıl. Dile kolay 2.5 yıldır bu kitabı bekliyoruz. Bu sebeple yorumlaması da hiç kolay değil aslında. Erhan, Yasemin, Elif ve Didem’i bu kadar aradan sonra okumak bana aynen gurbetten evine dönen insanların hissettiği şeyleri hissettirdi. Aslında sanki hiç ara vermemişiz gibi de hissediyorum.
İlk 2 kitabı okuyanlar bilir ki –okumayanlar acilen okumalı, çok da şanslısınız yeni baskısı geliyor, üstelik iki kitap birleştirilerek eklerle birlikte– Yasemin ve Erhan birbirine kavuşabilmişti. Eh şimdi sıra diğer kızlara geçmeli değil mi? Tabii ki Didem sırasını kimselere kaptırmıyor. Kız kaçıncı kocada gözü doymadı gitti :D
Bu kitabın bir özelliği –ki bence en güzel yanı– yine Yasemin’in gözünden anlatırken ilahi bakış açılı bölümlere de yer vermesi. Yani düşünebiliyor musunuz Bora ile ilgili kısımları okuyamasaydık ne olurdu? Bora kim mi? Bora kim diye sormayın, hemen gidip bir adet Bana Şans Dile alın!
Bir dakika ben konuyu anlatıyordum, Bora beni tam alabora etti ya :D Dayanamayacağım ve kendisinden biraz bahsedeceğim. Bora, İstanbul Emniyetinin Best Model yarışması ile kadrosuna kattığı, Didem’ın hakkından gelebilecek yegâne erkek. Gerçi kitapta Bora için çok yerinde tanımlar var ama onları okuyunca görün.
Didem ise yine aynı Didem. İnsanın yazarken bile çileden çıkacağı, Peygamber sabrı ile ancak katlanıp, o katlanmalarla ancak ulvi bir şekilde ödüllendirilebileceği biri. Yok yani kelimelerim kifayetsiz kalıyor onu tanımlarken. Yani sen git bir de Bora gibi birini bul. Hani aramızda kalsın bir de bu kişiler gerçek hayattan esinlenilen insanlar, yapma etme hani nerede karma, hani!
Ve tabii ki Elif. Kitabın en sessiz kızı. Bir ara gördük, sonra acısına ortak olduk ve kendisinden haber alamadık. Elif ile ilgili acilinden bir kitap bekliyorum ama ben. Öyle bir kitap olmalı ki şu Fırat dümbeleğinin süründüğünü görelim. Tamam ya sakiniz dedik işte…
Yasemin ve Erhan evlenmişti demiştim. Şimdi bir de çocuk bekliyorlar. Ben böyle evlendikten sonra neler oldu okumayı çok severim, o yüzden onların ilişkisine de yer vererek devam etmesine çok sevindim. Gerçi Yasemin ve Didem çok domestik olmuşlar. Kızlar olmuyor böyle, bir dom olacaksanız illa ki dominant falan olun yaa :D
Yine akıp giden, yine sıkmayan, yine bol bol güldüren, artı olarak bin beş yüz tane alıntı çıkarmama sebep olan bir kitap olmuş. Yorumu yazarken bile öyle coşkuluyum ki aslında kendimi tutmasam 5 sayfa yazacağım. Yorumun dağınıklığından da bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz. Ama o kadar bekledikten sonra bu heyecanı normal karşılarsınız değil mi (:
Son olarak kitabın Böğürtlen Yayınlarından çıkmasına aşırı sevindiğimi söylemeliyim. Bağrıma basabileceğim, sevdiğim bir yayıncı olması ve de ortaya çıkacak kitabın üzerine düşülmesi çok güzel. Zaten bu kitabın hemen gelmesinden, yeni kitabın da Eylül sonunda çıkacak olmasından bunu anlayabilirsiniz.
Kendi adıma yeni eklerle birlikte çıkacak olan Günaydın Sevgilim’i sabırsızlıkla bekliyorum. Hatta ondan sonra çıkacak kitapları da sabırsızlıkla bekliyorum (:
günaydın sevgilimi nereden bulabilirim?
YanıtlaSil