Perşembe, Kasım 27, 2014

Neler Okudum #1


Bu sıralar tur dışında pek yorum girmiyorum. Ki tur yorumlarımında bir kısmını ablam yapıyor zaten. Fuar ve şenlik için baya kitap okudum aslında. O yüzden bende Kahve Kokulu Kitap'ta gördüğüm gibi bir genel yazı yazmaya kara verdim. Bu ay çok fazla okuyamadığımdan dolayı da iki ayı almaya karar verdim (:


Puanım: 4/5
Dokunsalar ağlayan biri olarak 2 kere gözlerimin dolması dışında ağlamadım. Ağlanacak bir kısım da yoktu bence. Ajitasyon yapmamış çünkü. Bel altına vurmamış. Böyle bir konuyu başka bir yazar kullansa yapabildiği tüm acındırmayı yapardı sanırım. Ama ben bu tarzı seviyorum. Green tam benim kafadan. Ağlatmaması hikayenin güzel olduğu gerçeğine bir etki yapmıyor. Aksine daha çok saygı duyuyorum. 
Üstelik oldukça zeki diyalogları da vardı. Gus ne sevimli bir çocuktu öyle :D Yalnız ben Hazel'i sevemedim. Hatta biraz gıcıkta oldum gibi. 
Kitap bitince hemen filmi de izledim. İzlediğim en iyi uyarlamalardan biriydi. Oldukça çok sadık kalınmış. (Çeviri kısmına bir şey diyemiyorum. Güzele bakmak sevaptır ne la o.O) Her ne kadar kız bağıra bağıra ben bu oğlandan büyüğüm dese de güzeldi (:



Puanım: 3/5
Roller coaster gibi giden bir kitap daha. Aslında çok rahatsız etmedi ama çok hızlı ilerlemesini de istemezdim. Gerçi kızın düşüncelerine boğulmamak açısından iyiydi ki kızın kendisi de güzel yazılmıştı. Ama akmıyordu. Kolay okunsa da su gibi aktı diyemiyorum. O açıdan biraz sıkıntılı oldu. Ayrıca seri yapmanın anlamı ne çözemedim. Güzelce bitti işte ıkınmanın anlamı nedir yani. 



Puanım: 4.5/5
Beklentilerim düşük diye mi yoksa kitap gerçekten iyi diye mi bilmiyorum ama bayıldım!
Bana bunlarla gelin arkadaş. Rockçı olmak bir kızı tüm grubun elden geçireceği, eroin alemleri yapılacağı, grupsun diye 3lü 5li seks alemleri yapılacağı anlamına gelmiyor bence. Rock dinlemem ama eğer böyle gruplar ve David gibi karakterler varsa seve seve önyargımı kırarım. O kadar sevimliydiler ki Dave ve Mal, Rockçı olmanın illa 'Günah' çukurunda gezmek gerektirmediğini gördüm. 
Ayrıca müzik grubuna farklı bir bakış açısı getirmenin dışında olayların hoppa diye çözülmemesine de sevindim. Kavga edelim, öpüşüp barışalım, hop bitti gitti değildi olay. Evelyn haklı olarak kızdı ve haklı olarak süründürdü. Son beş sayfa barışan çiftleri sevmem. David'i sevsem de hata yaptı bunu kabul edelim ve bedelini ödedi. Bu konuda Evelyn'in arkasındayım canıım :D
Malcolmmmm. Onu da okumak istiyorum. Umarım başladığı gibi devam eder ve farklı yollara sapmaz bu seri. Eğer böyle giderse Mal'i de seveceğimi düşünüyorum :D Bir an önce gelsin ama :D



Puanım: 4/5
Yazarın en iyisi kitabı değil ama ben beğendim. Herşeyden önce akıcıydı. Gece bilgisayar güncelleme alırken biraz okuyayım dedim, bittiğinde 110 sayfa okumuştum bile. Neyse ki Quinn gibi yormayan, saç baş yoldurmayan yazarlar varlar. 
Sadece şu dikkatimi çekiyor ki karakterleri genelde birden anlıyor aşık olduğunu :D Ama işte o bu tarz yazdığından alıştım artık yadırgamıyorum. 
Üstelik 10 sayfadan birinde çapkın diye okuduğumuz erkek karakterlerin yanında Marcus gibi birisi iyi değişiklik oldu :D

Veeee kitabın en güzel yani Colin'i görmekti. Kardeşler içinde en çok onu sevdiğim düşünülürse bu kıyağın için ayrıca teşekkürler yazarım :D


Puanım: 5/5
Hatunun cidden bir tarzı var. İskoçlara aşık ettiği yetmedi, bir de ele aldığı bu dönemi öyle kendine has yazmış ki ikinci defa aşık oldum. Kızılderelileri olaya dahil etmek kimin aklına gelir ki. Hele kızların uysal görünüp istediğiniz çatır çatır yaptırmasına da ayrıca hayran oluyorum :D Yine de Lyon en sevdiğim parçası oldu kitabın. İnatçı adam ya. Acaba aile bağları Alec'e falan dayanıyor olabilir mi :P
Ayrıca Garwood'la ilgili sürekli söylediğim bir şey var ki; kaçırıp evimin yazarı yapmak istiyorum kadın seni :D


Puanım: 3.5/5
Neyse ki ablam pek beğenmedim dedi de beklentiyi arttırmadım. Seviyorum çünkü yazarı çıktığında çok heyecanlanmıştım. 
Gerçi yine de beğendim. Kötü değildi. Sadece nasıl desem bazı karakterlerin durumunu çözemedim. Özellikle şu bayan Platt hiç tekin bir karakter değildi. 
Bir de yaş konusunda bir sıkıntım var. Valla bunlar kaç yaşında hala anlamadım. 
Yine de iyiydi. Çoğunlukla sıkılmadan okudum. Sıradaki kardeşi merakla bekliyorum (:


Puanım: 1/5
Böyle sıkıcı kitapların yazılması kanunen yasaklanmalı. Yazarın içine Cartland kaçmış sanırım. Ara ara da kendine gelip günümüz hikayeleri gibi yazmış. Ama olmamış yine de. Akşamdan beri bitireceğim diye içim bayıldı. Müsaitseniz size aşık olabilir miyim tarzı kitaplar, bu türde pek çekilmiyor. Hele de günümüz yazarıysa. Cartland sevmediğimden değil, o dönem öyle yazılıyormuş normal, severim de ama Balogh'dan iki muhteşem kitap okumuşken. Cıks, olmamış.


Puanım: 3.5/5
İyi güzeldi de kızın ısrarı sinirimi bozdu. Anladık geçmişi kötü, kimseye güvenemiyor da kız da sosyetenin şımarık gülü değil sonuçta. Seni bırakanı sen de bırakırsın, evine kadar gitmenin ısrar etmenin anlamı yok.


Puanım: 4/5
Beklediğimden iyi çıkan kitapları okuyunca seviniyorum. Açıkçası bu kitaba zordan başlamıştım ama gayet iyi çıktı. Tabii yine hafiften bir ısrarcı kız vak'ası vardı ama neyse ki adam da çok zorlayıcı olmadığından diş gıcırdatmak zorunda kalmadım. 
Hikayeyle ilgili en büyük sorunum geçtiği dönem. O dönemleri İskoçlardan okumaya alıştım İngilizler nasıl desem tuhaf geldi ve adapte olamadım. Fazla laubali tavırları vardı. İsteyen istediğini yapıyor, Colette herkesin altına yatıyor falan. Ne biliyim tuhafıma gitti. Adamın da savaşçılığını sadece lafta gördüm. Tabi sevdim karakterleri ama tavırlarını yadırgadım. 
2. kitabı da merak ediyorum. Dante'ye çok yer verilmese de o sevimli gülüşü ve tavırlarıyla merak ettirdi (: 


Puanım: 4.5/5
Sevimli bir hikaye, sevimli karakterler. Sevdim ve devamını merak ettim. Biraz daha derinlemesine alsaymış karakterleri mükemmel olacakmış, tek eksiği bu. Derin derken şu açıdan. Geçmişte birlikte olmaları şu an için yeterli gelmedi bana. Bu açıdan biraz yüzeysel buldum. Eksikliğini hissettim ama bu hali de yeterince güzel.

Puanım: 4/5
Kitabı sevdim ama sevmediğim yönleri de vardı. Bu kadar cinsellik barındırmasını yadırgadım. Tamam ilk kitaplarda da çok vardı ama sanki bunda erotikçilere taş çıkartmış. Ama öte yandan karakter sevilesi, kızın geçmişi fazlasıyla üzücüydü. Çok acımasız olmuş yazar. İyi de yapmış. Kötü şeyler iyilerinde başına geliyor ve ona rağmen güçlü bir kadın yazmış. Ayrıca adamın intikam isterken bile dayanamaması keyifliydi.
Ve beni en çok zorlayan editöryel kısmı. Ya sanki hiç okunmadan çeviriden gelir gelmez basılmış gibi. Ve sürekli isimler kullanılmış. Aynı cümle içinde bile 2-3 kere Dare yazdığı olmuş. Bunlar ister istemez olumsuz etkiliyor. Ama neyse ki hikayeye kendimi kaptırabildim, bunlar dışında çeviri de iyiydi. Hızlı okunuyordu yani. Bir de sonunda kaybolan kardeşi merak ettim yahu. Seride bitti. İlginç oldu sanki devamı varmış gibi anlamıştım. 


Puanım: 3.5/5
Sevimli bir hikayeydi. Daha önce okuduğum dönem hikayelerinden bira farklıydı ama. Sanki daha gevşek yazmış o zamanın şartlarını. Ki çokta ele almamış. Hani bilmesem dönem olduğunu, günümüz hikayesi diye de okuyabilirdim. 
Karakterleri iyiydi ama. Özellikle de kadın karakter.



Puanım: 5/5
Sırrın Bende Saklıyı beğendikten sonra ilk çıkan kitabı da okuyayım dedim ve diğer kitaptan çok daha fazla beğendim. Gerek karakterleri gerek konusuyla mükemmeldi. Tek eksiği seri olmaması oldu. Seri olmasını istediğim ender kitaplardan biri olduğu düşünülürse, nasıl başarılı bulduğumu düşünün (:




Puanım: 4/5
Bazı kitapların değişik bir havası, büyüsü oluyor. En azından benim üzerimde. Böyle elimden bırakamamacasına okuyorum ama bir yandan da hoşlanmıyorum. Belle'de öyle bir kitap. Aslında çok hoş, yazar yer yer fazlasıyla detaylıca anlatsa ve uzatsa da elimden bırakamadığım bir romandı. Ancak diğer yandan bir şeyler eksikti bence. Nasıl desem sanki yazar güvenli limanlarda dolaşmış gibi geldi. Çok güzel bir cesaret öyküsü olabilirdi, yürekleri parçalayıp ağlatabilirdi ama olmamış. Başında okuduğum o mücadeleci kıza devam ettirmemiş. Bir ileri gidiyorsa iki geri yazmış Belle'yi. Yazdığı gibi New Orleans'ı ele geçirme durumu yoktu mesela. Üstelik o kadar şey yaşayan birinin biraz daha uyanık olmasını bekledim durdum. Bu kadar zeki yazılmış bir kızın en ufak durumlarda böyle safça davranması, bilemiyorum acaba yazar hala çocuk kaldığını mı vurgulamak istemiş. Gerçi ben güvenli evimde okurken gelecek tehlikenin kokusunu alabiliyorsam, Belle'in yaşadıklarını yaşayan birinin alamamasına şaşırdım. 
Sonu da yetersiz gelmişti ki 2. kitabı olduğunu gördüm. Aslında deli gibi merak ediyorum ama bir yandan da çıkmasın istiyorum. Konuda Etienne ve başka bir isim gördüm, bu kızın sağı solu belli olmuyor. Jimmy çok sevdiğim bir karakter oldu, gidip yine salaklık yapacak diye korkuyorum. Jimmy gerçekten iyi yazılmış bir karakter çünkü, heba edilirse üzülürüm.


Puanım: 4/5
Ablamın favori Tess kitabı olduğundan kendileri, okumak için endişem vardı. O kadar beğenince ister istemez beklenti oluşuyor. Neyse ki korktuğum olmadı ve onun kadar olmasa da beğendiğim bir kitap oldu.
Gelinin Koruması adı ile Harlequin daha önce basmıştı ve bende o kitabı bulup kitaplığıma katmıştım. Açıkçası yeniden basılınca biraz hayal kırıklığım oldu ama Martı çevirisi ile okuduğuma da çok mutlu oldum.
Erkek karakter yer yer dişlerimi gıcırdatsa da sevdim kitabı. Kızcağızın başına gelmeyen kalmadı (:


Puanım: 3/5
Maalesef bu sefer beğenmedim. Tess olduğu için bu puanım da. Tıp dergisi okur gibi hissettim bir ara kendimi. Sonunda kadını nasıl buldular onu da anlamadım. Ve şu gençlik hikayesi, Forever'ın bir bölümünü hatırlattı bana. Belki görsel olunca daha inandırıcı oluyor ama kitabın yazıldığı tarih ve bunun bir kitap olduğu göz önüne alınınca inandırıcı gelmedi. Tuhaf bir kurgu yaratmış, az doktorluğumu konuşturayım falan demiş sanki bu kez. Sevemedim yani, fazla ütopik geldi.


Puanım: 5/5
Çok beğendim. Beyaz dizi tadında ancak polisiyesi daha fazla olan bir kitaptı. Biraz gerilim bd'lerini andırıyordu. Ancak ben günümüz çevirilerini daha çok sevdiğim için onlardan daha çok beğendim, yani bence çeviri de iyiydi. Polisiyesini de sevdim. Gerçi tahmin ettim ama o kadarı olur yani. Keşke tüm kitapları bu tarz olsa (: Sanırım favori Tess kitabım belli oldu.



Puanım: 5/5
Zaman zaman çok beğendiğim kitapları canım çekiyor. en çok Hep Senin Yanındayım okundu tabii ki ama Gelin'i de hatrı sayılır sayıda okudum. Ve ilginçtir ki her seferinde hayran kalıyorum. Garwood'u çok seviyorum abi yaa :D



Puanım: 3/5
Fuarın çok yoğun olmayan günlerininde birinde, kısa bir süre içerisinde okudum. Seriyi okumadığım için bir çok sözü ilk defa duydum. Beğendiklerimin resmini falan çektim hatta. Diziyi tabii ki izliyorum ama fenomeni değilim maalesef. 
Ha fuar olmasa ve okuma fırsatım olmasa kitaplığıma katar mıydım? Pek sanmıyorum. Ancak serinin hayranı olsam kesinlikle alırdım, çünkü çok sevimli bir tasarımı var (:

Puanım: 3.5/5
Fuar dönemi başlayıp ancak fuar bitince devam edebildiğim kitap sonunda bitti. Sonunda diyorum çünkü, başladığımda daha heyecanlı bulmama rağmen aynı şekilde devam etmemesinin yanı sıra, araya giren sürede biraz etkiledi sanırım. 

Tabi ki bir çok kitaba göre güzeldi ancak yazar Jeffries ise sanırım en vasat kitabı buydu. Özellikle Sharpe kardeşlere ne kadar bayıldığım göz önüne alınırsa yanından bile geçemezdi. Gerçi sonunda Jackson ve Gabriel az da olsa dahil olarak sevinmemi sağladı ama o kadarı asla yeterli gelmez. Keşke şöyle tüm Sharpe'ların dahil olduğu bir kitap patlatsaymış :D


Puanım: 2/5
Okuduğum en kötü Quinn kitabıydı, ki ben çoğu kişi Kayıp Dük'ü sevmezken bayılmış biriyim. Burada bile götüren Jack'ti. Quinn'in sonradan aşık olma tarzına alıştım tamam ama burada sonradan olan bir aşk durumu bile yoktu, acayip inandırıcılıktan uzak bir olay silsilesi vardı. Anlayacağınız hiç hayal ettiğim gibi bir kitap çıkmadı.
Önce Jeffries, şimdi Quinn. Ne oluyor bu sevdiğim yazarlara :(


Puanım: 4/5
Konu açısından çok iyi işler çıkaramasa da, çok iyi kadın karakterler yazıyor Chase. Kadının hazır cevaplığı ve altta kalmamasını okumak güzeldi. Kız kardeşlerin hepsi çatlak gerçi, o yüzden devamını merakla bekliyorum (:



Puanım: 1/5
Daha önce kitapları çıkmasına rağmen Grace'i ilk defa okudum. Her ne kadar diğer seri ile bağlantısı olsa da farklı bir serinin ilk kitabı olarak geçiyor. 
Açıkçası hiç ama hiç beğenmedim. Ki ben naif hikayeleri severim ama bana göre boş bir kitaptı. Ablam en iyi kitabı bu demişti, o yüzden yazarı görünce seri hareketlerle olay mahallinden uzaklaşacağım bundan sonra. 


Puanım: 2/5
Bir süre bu türden uzak dursam iyi olacak. Sanırım tahammül sınırım en az inmiş, sürekli hist okumaktan. Gerçi beğendiklerimde vardı ama fazla doz iyi değil. 

Yine de 3 yıl hist okumasam bile bu kitap sıkıcı gelirdi diye düşünüyorum. Çok güzel başladı ama anlamsız hareketler ve diyaloglar bezdirdi beni. Ash iyiydi ama kabul etmeli. Böyle naif ve düşünceli erkek karakterler görmeye alışık değiliz, illa bir yerde sinir ediyorlar çünkü. Ancak Ash'in sinirleri alınmış gibiydi. Tabi bunda yazarın herhangi bir duygu üzerinde istikrar sağlayamaması da olabilir. Cidden, tuttuğu elinde kalmış, biraz yalapşap buldum ilerleyişi ve duyguları. Tarzı da bu olabilir bilemiyorum tabi ama bana uymadı. Muhtemelen seveni çıkacaktır.


Puanım: 4/5
Rachel işte ya ne desem ki. Zaten okuyanları benim kadar hastasıdır. Bazı çeviri kurbanı kitapları ve cidden beğenmediğim 1 kitabı dışında beni yanıltmıyor. Yine güzel bir kitaba imza atmış. 
Yine de şu serileri niye sürekli birbirine bağlıyor bilmiyorum. Bu kitap kendi içinde bir seri olsa da, Chinooks serisinin son kitabı ile dolaylı yoldan bağlantılıydı. 
Sevgili Nemesis'in 2 dururken 3'ten niye devam ettiği ise ayrı bir merak konusu.


Puanım: 5/5
Kitabı neredeyse çıkar çıkmaz okudum ancak GR'de işaretlemeyi unutmuşum. Kendime hiç yakıştıramadım :D
Garwood için fazla söze gerek yok bence. Tahmin edilebilir gizemleri olsa da bayıla bayıla okudum. Caine için rezervasyonumu da yaptım zaten, çok sevdim :D





2 ayda okuduklarım bu kadar. (Tabii eklemediğim 3-4 kitabım daha var) 
Fuar beni birazcık vurdu ama bittiğinden beri eski okuma hızıma yetiştim. 
Bu konuyu açma sebebim de kitaplarla ilgili kısa da olsa fikirlerimi yazmak. Her ne kadar GR'den yorumları okuyor olsam da arkadaş çevresi çok geniş değilse Türkçe yorum bulmak cidden zor. Üstelik herkes kullanmıyor orayı. O yüzden bir nebze de olsa fayda sağlayabileceğimi umuyorum. 

2 yorum:

Yorum bıraktığınız için teşekkürler. En kısa sürede döneceğim (: